"Benim derdim su değil hocam, benim derdim başka. Susuz da olunmaz, hürriyetsiz de. Ama bana sorarsan susuz ölmeyi tercih ederim hürriyetsiz yaşamaya."
" Birinci Cihan Savaşı çıktığında gözünü, kulağını batıya çevirmişti Davut Ağa. Paracıklarına kıyarak Fransız gazetelerinden getirtiyor, bütün savaş haberlerini kızının mürebbisine tercüme ettiriyordu. İlk zaman Alman taraftarı oldu. Sonra Almanların yenilgiye gittiklerini anlayınca yön değiştirdi. Bununla birlikte Türkiye'nin savaşa girmesi için elinden ne gelirse yaptı. Hangi safta gireceği konusu Davut Ağa için önemli değildi. Önemli olan savaşa girmekti. Çünkü ortalık bulanacak, bazı maddeler piyasadan silinecek, karaborsa alabildiğince yeşerme zemini bulabilecekti. Eh, buda Davut Ağanın kulplu çekmecesine yeni sarı liraların eklenmesi demekti. "