Vazgeçerek Özgürleşmenin Felsefesi

Sen Beni Aşağılayabilirsin Ama Ben Aşağılanmam - Diyojen

Tuğba Sarıünal

Sayfa Sayısına Göre Sen Beni Aşağılayabilirsin Ama Ben Aşağılanmam - Diyojen Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Sen Beni Aşağılayabilirsin Ama Ben Aşağılanmam - Diyojen sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Sen Beni Aşağılayabilirsin Ama Ben Aşağılanmam - Diyojen kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kalabalığız, hem de çok. Büyükşehirlerde neredey­ se yollarda yürüyemeyeceğiz. Kalabalıklar olarak dün­ yada sömürmediğimiz şey kaldı mı acaba? Yeraltını, yerüstünü, esen rüzgârı bile sömürdük. Her şey bizim için. Her şey insanlar için belledik. Yerdeki yılanın de­ risini ayağımıza geçirdik, kuzunun postunu sırtımıza. Önümüze çıkan ağacın meyvesini yedik, yemekle kal­ madık, onu ona aşıladık, bunu şuna, yeni türler ürettik. Düşünün ki bir enginarı bulduk, o sert kabuklarını tek tek soyduk, kalbine ulaştık, tüylerini yolduk, pişirdik, onu da yedik. Doğanın verdiğini aldık, dahasını iste­ dik, vermezse zorla aldık. Yaktık. Yıktık. Ateşin bulun­ ması serebrumumuzda 16 milyar nöronumuzun olma­ sını sağladı, bizi hayvanlardan ayrı kıldı, ama dünyayı yaktık yahu! Yerdeki kumu aldık, bir şeylerle karıştır­ dık, tonlarcasım yerkürenin üstüne yığdık da yığdık. Yığdıkça çoğaldık, çoğaldıkça yığdık. Bir an durup dü­ şünmedik, bu dünya ne kadar yük kaldırır diye. Belli ki şu güzelim yerküremiz bize nefes aldırmak istedi, kim bilir belki de dışarıdaki bir şeylerden korumak için üzerimize bir perde çekti, ama yok, biz onu da delmek için elimizden geleni yaptık.
Kalabalığız, hem de çok. Büyükşehirlerde neredeyse yollarda yürüyemeyeceğiz. Kalabalıklar olarak dünyada sömürmediğimiz şey kaldı mı acaba? Yer altını, yer üstünü, esen rüzgârı bile sömürdük. Her şey bizim için. Her şey insanlar için belledik. Yerdeki yılanın derisini ayağımıza geçirdik, kuzunun postunu sırtımıza. Önümüze çıkan ağacın meyvesini yedik, yemekle kalmadık, onu ona aşıladık, bunu şuna, yeni türler ürettik...
Sayfa 5
Reklam
Aslı Peker Önsöz
Kalabalığız, hem de çok. Büyükşehirlerde neredeyse yollarda yürüyemeyeceğiz. Kalabalıklar olarak dünyada sömürmediğimiz şey kaldı mı acaba? Yeraltını, yerüstünü, esen rüzgarı bile sönürdük. Her şey bizim için. Her şey insanlar için belledik. Yerdeki yılanın derisini ayağımıza geçirdik, kuzunun postunu sırtımıza. Önümüze çıkan ağacın meyvesini yedik, yemekle kalmadık, onu ona aşıladık, bunu şuna, yeni türler ürettik. ... Doğanın verdiğini aldık, dahasını istedik vermezse zorla aldık.
Sayfa 5 - DestekKitabı okudu
Kalabalığız, hem de çok. Kalabalıklar olarak dünyada sömürmediğimiz şey kaldı mı acaba? Yeraltını, yerüstünü, esen rüzgarı bile sömürdük. Her şey bizim için. Her şey insanlar için belledik. Yerdeki yılanın derisini ayağımıza geçirdik, kuzunun postunu sırtımıza. Önümüze çıkan ağacın meyvesini yedik, yemekle kalmadık, onu ona aşıladık, bunu şuna, yeni türler ürettik. Doğanın verdiğini aldık, dahasını istedik, vermezse zorla aldık. Yaktık. Yıktık.
Sayfa 5 - Destek Yayınları
girizgah
Kalabalığız, hem de çok. Büyükşehirlerde neredeyse yollarda yürüyemeyeceğiz. Kalabalıklar olarak dünyada sömürmediğimiz bir şey kaldı mı acaba?
Sayfa 5
Reklam
Her şey insanlar için belledik. Yerdeki yılanın derisini ayağımıza geçirdik, kuzunun postunu sırtımıza.
Sayfa 5
Kalabalıklar olarak dünyada sömürmediğimiz şey kaldı mı acaba?
Düşünün ki bir enginarı bulduk, o sert kabuklarını tek tek soyduk, kalbine ulaştık, tüylerini yolduk, pişirdik, onu da yedik. Doğanın verdiğini aldık, dahasını iste­dik, vermezse zorla aldık. Yaktık. Yıktık...
Yeraltını, yerüstünü, esen rüzgârı bile sömürdük. Her şey bizim için. Her şey insanlar için belledik. Yerdeki yılanın de­risini ayağımıza geçirdik, kuzunun postunu sırtımıza.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.