Osmanlı tüm kurumları ve herşeyi ile itiraf devletlerinin egemenliğine girmişti. Avrupalılar artık Osmanlı'ya "hasta adam" diyorlarlar ve imparatorluk son günlerini yaşıyordu. İşte o günlerde M. Kemal kırık dökük bir gemiyle Samsun'a çıktı. Planlamış olduğu Ulusal Kurtuluş Savaşını uygulamaya koydu. Büyük dehası, büyük cesareti ve azmiyle Türk'ün umudunu ve savaşçı gücünü harekete geçirdi. Artık 9 Eylül 1922 den sorna Anlaşma Devletleri'nin karşısında "hasta adam" yoktu. Genç ve ulusal bir Türkiye doğmuştu; yoksul ama onurlu, bağımsızlığı için var ya da yok olmayı göze almış kararlı bir ulus.