" İneklerden biri, bir ağacın yanında durmuş, başını gövdesine sürtüyordu. Ben de kendimi onun gibi sanıyordum. Yanağımda pürtüklü bir okşama, karnımda da, sıcak ve yeşilimtrak bir gece hissediyordum. Dünya, ağzımdan ve gözlerimden içime giren muazzam bir çayırlıktı. Bu sonsuza kadar böyle devam edebilirdi. Niçin bu gürgen ağacının altında hiçbir hareketsiz, hiçbir arzusuz, ilelebet kalamıyordum? "