"O çılgın ikili coşkuyu yaşadınız esrik, kural dışı.
"Kalkıp geceye çıktınız. Kar yağıyordu. Elini tutmadı, aramadı bile. Düşmek istedin. Zaten kırılıp paramparça olmuştun. Ansızın anladın. Bundan sonra her bir araya geliş, o her şeye anlam katan büyülü aldanışın yaşanamayacağı yalın, saydam, hiç bir düşe izin vermeyen gerçeklikte bir yalnızlık olacaktı.
Veda değildi. Sevişemeyecek kadar yorgun olduğunuz için kapının önünde, gecenin içinde umutsuzca sarıldınız birbirinize. Bir daha hiç bir zaman başlangıçtaki içtenlikle kucaklaşamayacağınızı iyice bilerek.
Çok sonraları, pencere önlerinde, kapılar ve duraklarda, dolmuş kuyruklarında, sinemalarda içinden bir tel koparılmış gibi yaralı, şaşkın ve uzak kalakaldın. Nice günler, geceler onunla bölüştüğün yataklarda sabahları birdenbire bıçaklanmışsın gibi bir acıyla uyandın. Sevmenin unutmaya çalışmak demek olduğunu ne zor anladın. Ne çok zaman aldı bunu öğrenmen."