Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Seviyordum Söyleyemedim

Bülent Akyürek

Seviyordum Söyleyemedim Sözleri ve Alıntıları

Seviyordum Söyleyemedim sözleri ve alıntılarını, Seviyordum Söyleyemedim kitap alıntılarını, Seviyordum Söyleyemedim en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yemin ederim ki yazı yazmaktan benim kadar hiçbir yazar nefret etmiyordur. Sırf bu cümleme bakarak bile çocuk larınıza nasihat verebilirsiniz. Onlara sevdikleri işi yapmaları için baskı yapmayın. Başarı, sevmediğimiz işleri yaparken yükselir! Kurduğum her cümleyle hayat evimin bir duvarı çöküyor. İnanır mısınız "Ne olacak bu ümmetin hali?" diye soru sorduğumda gırtlağımdan lokma gitmiyor. Sinirleniyorum. Anlatmaya çalışıyorum. Anlatamadığımı, bir arpa boyu yol gidemediğimi anladığımda da küfrediyorum. Müslüman'ı görünüşüyle, vücut dili ve davranışıyla iki kilometreden tanıyabildiğimiz an ümmet kurtulmuştur. O günler de gelecek inşallah!
Batı laikliğinin doğu topraklarında yapmak istediği şey budur: Allah'ı, peygamberi, kitabı gündelik hayatın içinden soyutlayıp ulaşılmayacak kadar uzaklığa fırlatmaktır ama Allah'ın kitabı gökleri değil yeryüzünü yönetmek için indirilmiştir. Çünkü kutsal kitapların hepsi insani ilişkileri kurallara bağlamak için vardır. Göksel olan her şey, yaratıcıyla kul arasındaki mesafeyi de ayarlar. Kutsal olanı bu kadar uzağa koyarak saygıda kusur etmemek küçük insanların numarasıdır. Herkes inançlı ama dışarıya karşı göstermek istemiyorsa dünyanın hali ne? Niçin omzunda ağlayacağımız kimse kalmadı, neden bin dört yüz yıldır güzel bir adam göremiyoruz?
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Ömür, arkada bıraktıklarımızdır. Belli bir yaşa kadar arkamızda birikenlerle yüzleşmekten korkarız. İhtiyarların yüzlerindeki hüzün bu yüzden acıklıdır. Onlar bugünü bırakır, yarını da düşünmezler artık. Ellerindeki tek malzeme dünleridir. Ayakları adım adım toprağa yaklaşırken bir yandan da geçmişe kaçarlar. Demiştim ya ayakların bir gözü hep arkadadır! Bence de önümüze bakalım hep... Arkamızda öyle bir medeniyet, öyle müthiş bir imparatorluk ve kültür bıraktık ki baktıkça kafayı çekip sızmaktan başka çaremiz kalmaz. Jübilesini yapmış bir medeniyetin bitik insanlarıyız. İleri dıbıklarım! Komplekse düşmemek için hep ileri..
Peygamberlerin siyah gözlükleri, son model ciks arabaları, düzgün fizikleri yoktu ama onlar, sağlam ve faydalı öğretileriyle binlerce yıla damga vurdular. Peşine düştüğün dava ne kadar büyükse, sen de o kadar yaralanırsın. Toz, toprak içinde kalırsın. Yüzün sürtünür. Dalga geçerler, alay ederler, taşlarlar. Davası büyük olanın lokması küçük olmalıdır. Bir deve gibi suyunu hörgücünde taşıyıp deve dikeniyle beslenerek yolumuzu aşmaya gayret etmeliyiz! Kafamızı yormamız gereken kısım burasıdır. Kişisel gelişim kitaplarına bakarak karizma sahibi olunmaz. Karizma, Allah'ın bize verdiği güzel bir noktaya vurgu yaparak dikkat çekmektir ki zaten onu siz elinizde olmadan yaparsınız. Doğru bildiği yolda durup dinlenmeden direnenler bir gün elbet kazanırlar. Hep kazandılar. Hep kazanacaklar. "Bende karizma yok abi." diye kandırma kendini ya da "Sende karizma yok." diyenlere kulak asma, işine bak. Hepsi fasa fiso... Bir kez kazanmaya gör; burnundaki sümükten, kepçe kulaklarına kadar karizmatik olarak algılanırsın. Sen de oturup gülersin onlara. E mi benim cücüğüm... Uyy, yerim ben seni.
"Din afyondur!" Çok şükür ki öyledir. Batı dünyası insanları ayık tutmaya zorlarken filmleri ve entrikalarıyla, teknolojileriyle bizleri sanal bir dünyanın tam da kucağına attılar. Şunu söylemek istiyorlar: "Bizim gerçeklerimize uymayacaksanız, bizim yalanlarımızla uyuyacaksınız." Biz de cebimizdeki dolarlar, telefonlar ve boyunlarımızdaki kravatlarla karşılık veremeyeceğimiz için, tinerci olup kanlı gözlerimizle "Siktirip gidin lan! " diyeceğiz!
Sayfa 110Kitabı okudu
Sigara, modern dünyanın bir ölüm biçimidir. Sonunda mümin gibi ölemeyeceksek biçimin ne anlamı var? Dünya etimizi kemiğimizi yiyip bitirdiğinde, geriye duman gibi bir ruh kalmıyor mu? Varsın sigaramız o ruhumuzu sarartsın! Ruhumuz sarı, benzimiz sarı, bir sonbahar düşü, bir gazel yaprağı oluruz hiç olmazsa..
Reklam
Feodal yapımızdan, erkek toplum oluşumuzdan kaynaklanan reddedilme korkusu bizi batıdan ayıran en büyük nüanstır. Artık kapitalizm evlenecek erkekte yüzlerce vasıf arıyor. Oysa İslam kültüründe bir erkeğin kız istemeye gitmesi için namazını kılıyor olması yetiyordu. Namazın referanslarını da kaybettik çok şükür. Şimdi uğraşsınlar bakalım. Bir gün onların kızlarına da sıra gelir bakarsınız!
İŞİMİZ ALLAH'A KALDI ABİ... Necip milletimiz Tevekkül konusunu anlamazlıktan gelmeye yemin etmiş sanki. Efendim, Peygamber Efendimiz demiş ki "Sen deveni sağlam kazığa bağla, sonra da Allah'a teslim et..." Senin devenden, devenin senden alacağı yoksa, her ikiniz de helal yemiş, helal otlamışsanız ve attığınız adımlar hayra doğru ilerliyorsa tabii ki o devenin sahibi Allah'tır. Çünkü deve, senin takva ve iman kazığına bağlıdır! Sen beynamaz, deve puştsa, bindiğin hayvan haram parayla alınmışsa, onun bekçiliğini Allah'a yaptıramazsın! Allah'tan makul bir şey talep etmişsen, gecen gündüzün duayla geçmişse, çalışmayı da elden bırakmamışsan ve iş olmadığında "Hayırlısı buymuş." diyecek bilinçteysen, Allah yar ve yarenin olacaktır merak etme. Oysa insanlar nesnel ve reel tüm çareleri tüketip, rüşvet yedirdikten sonra "İşimi Allah'a bıraktım. "diyor. Maalesef, işini Allah'a bıraktığını sanan adam, aslında işin içinden Allah'ı çıkarmış oluyor, bir bilse... Allah son çare değil, ilk çaredir. Cümleyi düzeltecek olursak: Allah ilk ve son çaredir. Gerisi promosyon!
Bizde takım bozmak uğursuzluktur. Bir de bizde giden gelmez. Örneğin, kitap okunmayan bir ülkede olduğumuz hâlde bir arkadaşınıza kitap verin, kesinlikle geri dönmez, zaten kitabı götüren dıbık, onu ömür boyu okumaz, bir de işin bu tarafı var, anlayana helal olsun! Durum, kasetler için de aynıdır. Toparlayarak tekrarlıyoruz: bizde kaset, kitap ve takım dönüşümsüzdür.
İslam "Şimdi ne olacak, yarın ne olacak, bir yıl sonra ne olacak?" sorularını yasaklamıştır. Modern psikiyatrik hastalıklara baktığınızda "Ankisiyete" diye bir hastalık cinsine rastlayacak ve bu dinin bazı şeyleri çok önceden nasıl engellediğini görmüş olacaksınız. Ankisiyete, Panik Atak, Kuşkuculuk denen tüm bu hastalıklar, tüm zamanlar içinde kendi akıbetimizi düşünmekten kaynaklanır. Anadolu'da "Aç mezarı var mı?" diye sorulan bir soru aslen bir çok şeyin cevabıdır. Allah, bizi dünyaya rızkımızı garantileyerek getirir. Dünyada yiyecek son lokmamız kalmadığında kapımızı ölüm çalar. Stoklar bitmiştir ve artık öte dünyaya gideriz. "Dünyada yiyecek lokması kalmamış." derken de bunu anlatmak isteriz.
Reklam
"Amerika, Rusya, bizim düşmanımızdır." diyen devlet büyüğü görmedim ama başa kim geçerse geçsin; düşmanlarımızın Ermeniler, Suriyeliler ve Yunanlılar olduğunu söylüyorlar. Bir milletin, devletin büyüklüğü düşmanlarının büyüklüğüyle ölçülür. Bu, şahıslar ve kurumlar bazında da böyledir. Saydığımız yerler Osmanlı da mahalle sayılırdı. Başına muhtar koyulunca yönetiliyordu, şu halimize bakın? Gücümüzün yettiğini anlayınca horozlanıyoruz. Oysa ben, aynı horozluğun Amerika'ya karşı yapılmasını arzuluyorum! Düşman ilan ettiklerimizi yine eskisi gibi soyluca kucaklasak, şefkatle başlarını okşasak, çocuk gibi idare etsek, vallahi ticari olarak kalkınacağız. Yunanla, Ermeni'yle ne gibi düşmanlığımız olabilir ki bizim? Onlar bizim millet-i sadık'ımızdı. Halen, Ege'de uçaklarımız it dalaşı yapıyor. İt dalaşı yaparak kendimizi de aşağılıyoruz...GeRenK yok! Bırakalım; kendine güvenli aslanların burnuna, nasıl sinekler konuyorsa, Yunan uçakları Ankara'ya kadar gelip gitsinler. Korkusuz bir aslan gibi davranırsak hiçbir şey yapamazlar. Panik olup karşılık verdikçe, düşman ilan ettikçe onları güçlendiriyoruz, lütfen artık farkına varalım.
Sayfa 101Kitabı okudu
Biz, olayı çözmüşüz abi... Ruhu da maddeyi de aşmışız... Kimsenin kıçı boklu fikirlerine ihtiyacımız yok... Herkes aklını kendine saklasın... Biz, ekmek peşindeyiz abi... Çorbayı kaynatır işimize bakarız. Sizin romanlarda kurguladığınız zeka dolu akıl oyunları, bizde gelin-kaynana arasında bile yaşanıyor. Halkımız alimdir, münevverdir, asil ve merhametlidir. Herkes herkesin ne mal olduğunu, kaç kuruş ettiğini vücut dili kitapları okumadan bilir. Ayakkabısına ve araba markasına bakarak çözer... Öyle deftere kitaba ihtiyacı yoktur onların. Onlar kendilerini tanımak için kitap okumuyor ama siz halen halkı anlamak için kitaplar yazıyorsunuz. Komik değil mi?
Teknolojiler bir kültür ürünüdür ve başka ülkelere kültürel dayatma yaparlar. Hal böyle olunca, nakledilen teknolojik ürünler her zaman garipliklere yol açar. Bizim dantelleri Newyork'ta bir ailenin televizyonuna serin, orada da komiklikler yaşanacaktır. Oluyor böyle şeyler... Atlatacağız inşallah..
Her türlü sömürüyü yaparak insanına konfor sağlayan, sonra da vatandaşlarıyla, düzenleriyle övünen batı, bizim halkın fukaralığını iki gün yaşasın da görelim. Yemin ederim bir birlerini keserler, ateşe verirler orayı... Sadece askerleri değil, vatanseverleri de paralıdır. Yoksa seyredin gümbürtüyü! Oturup gülmeyiz onlar gibi, yine de acırız ya, ona yanarım..
Müslüman ibaresi kimliğe, mümin ibaresi ise Levh-i Mahfuz'a yazılır. Bu dünyadayken "Elhamdulillah Müslüman'ım." diyebilen bir çok insan, Mümin olup olmadığını öteki dünyada anlayacaktır. Dünya, mümine zindan Müslüman'a imkândır. (Tahminim odur ki, lütfen bunu temsili bir konuşma olarak sayın.) Evet, tahminim odur ki; ahirette etleri paramparça olmuş bir adama "Sana köpekler mi saldırdı? Seni kuduz köpekler mi bu hale getirdi?" diyecekler ve o kul: "Hayır, beni bu hale sokan dünyadır..." diye cevaplayacak. Müslüman, kendinden çoğunlukla emin olan adamdır. En kötü günahları işlerken "Benim içim temiz abi..." demekten çekinmez. Oysa mümin, bir an olsun içinin temiz olduğunu aklından geçirmez. Zaten aklı yoktur! Mümin olmanın ilk depozitosu akıldır. Onu yaradana iade etmeden ayetlerin sırrına erişemezsin. Akılla birlikte kibrin de yok olur. Bu dine akılla girilir, akılsız çıkılır! Aklın zirvesindeki her insan, aklın yük ve acı olduğunu bulup ondan kurtulur. Eğer aklın ağırlığından kurtulamazsak, hafifleyip daha yükseğe çıkamayız.
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.