İnsanın en çaresiz anında gelir ve fısıldar Şeytan: "Neden onlar gibi yaşamayasın, onlar gibi yiyip içmeyesin? Neden onlar gibi sevip hayattan zevk almayasın?"
İradeni kaybedersen içindeki vicdanın sesini bastırır. Onlar gibi olursun, şeytana uyanlar gibi...
Kitapta ilk önce hayatı sefalet ve mutsuzluk ile geçmiş, kendisini hiç doğmamış ve yaşamamış kabul eden ve intihar etmek isteyen Ahmet Fevzi'ye yardım elini uzatıyor(!) Şeytan. E tabii Şeytanın adı çıkmış bir kere, ona güvenmek zor. Para, gençlik ve Emel'in sevgisini sunuyor kendine güvendirmek için.
Şeytan için tek bir piyon yetmiyor. Güzeller güzeli Emel'e aşık olan Galip ve Necdet'e de onları bu kıza götürecek yolu gösteriyor, yani parayı.
"Öyle bir asırda yaşıyorsunuz ki eşyayı ölçmek için nasıl endaze yahut mezura kullanılıyorsa bir insanın kıymetini tayin etmek için de yegâne ölçü paradır." diyerek akıllarını çeliyor.
Dünyada eşine benzerine rastlanmayan bir güzelliği olan Emel ve onun Şeytana uyan üç aşığı...
Eğlenceli bir kitaptı. Şeytan kimi yerde kendince masum kimi yerde dertli ama bir insandan yardım almayacak kadar da kibirli. Kitabı okurken şeytanın tatlı sözleri insanı düşündürüyor. Şunu yapsam ne olur ki, herkes yapıyor zaten, ben bu dünyanın kahrını çekmeye mi geldim gibi vesvese gelirse bilin ki şeytandır. Uymayın arkadaşlar.
İyi okumalar.