Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sokratik Hümanizm

Lazslo Versenyi

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
[..] dinî postulalarla doğal-felsefi postulalar arasında, son çözümlemede, çok az bir fark vardır. Her ikisi de, bu konulardaki bilgisizliğini gizlemek amacıyla, dünyanın kökeni ve oluşumunu açıklayan ilk ilkeler ortaya koyar.
Sokrates düşüncesine yazıya dökülme izni vermemiştir.
Sayfa 10
Reklam
Sokrates bir öğretmendi ve bir paradeigmaydı, felsefesinin kişisel cisimleşmesiydi.
Sayfa 149Kitabı okudu
Aşk ilişkisinin hem seven hem de sevilen tarafından doğurtucu ya da yaratıcı kalması gerekir: Hem seven hem de sevilen diğerinin kendi kişisel gelişmesi, ortak iyiye doğru karşılıklı bir ilerleme için bir vesile, bir fırsattır.
Sayfa 141Kitabı okudu
İnsanın kendi başına ve salt kendi çabasıyla tam ve bütünlüklü bir insan, kendisine egemen olan, kendisini olumlayan, kendisini aşan ve kendisini tam olarak gerçekleştiren bir insan varlığı olma sorumluluğu… Ancak insanların tümünün buna muktedir olduğu söylenemez. Bu sorumluluk veya yükümlülük daimonca bir şeydir: Hem harikûlâde güzel, hem de korkunç bir şeydir. Bu nedenle insanların büyük bir çoğunluğu her zaman bir başka dünyaya sığınacak, ethoslarını (alışkanlık, gelenek, huy anlamına gelen Yunanca sözcük) bir başka dünyada bulacaklardır.Kendi daimonlarına -eroslarına, doğalarına, kendi pay ve yazgılarına- saygı gösterme ve kendi daimonlarını onaylama gücünden yoksun olan bu insanlar, her zaman başka bir daimon ya da tanrıyı onaylama ve başka bir daimon ya da tanrıya saygı gösterme durumunda olacaklardır. Bu, bununla birlikte, insan için bir ideal olarak hümanizme karşı bir argüman değildir. Thebes’teki Oedipus Kolonus’taki Oedipus’tan hâlâ daha saygıdeğer biri ve Sokrates’in Savunması’ndski Sokrates, küçük gizlerin Sokrates’i Phaidon ve Şölen’in Büyük Gizler’indeki Sokrates’ten daha büyük ve yüce bir insan olarak kalır.
Sayfa 178Kitabı okudu
Aşk
Aşk ilişkisi, doğası gereği sorgulayıcı ve çürütücüdür. Her şeyden önce, aşk bir anlamda kuşkudan, sevgiliyi sorgulamadan, incelemeden ve sevgiliye ilişkin bir araştırmadan oluşur, çünkü seven sevgilisinde kendisini tamamlayacak, gerçekleştirecek olan şeyi aramaktadır; bu nedenle, seven gerçek sevgilisini bulmak amacıyla, insanları bıkıp usanmadan sınar ve inceler veveper talihi yaver gider de aradığı sevgiliyi bulabilirse, onun hakikaten araştırmasının gerçek nesnesi olup olmadığını anlamak -gerçekte, onu (iyiye ilişkin) yeni araştırmasının objesi yapabilmek- için, bu kez de sevgiliyi inceler. İkinci olarak, aşk sorgulayıcı ve çürütücüdür, çünkü insanın kendisiyle olan bir ilişkisi olarak bile, aşk doğası gereği, insanın kendisi ve kendi gerçekleşmesi için kaçınılmaz bir arayıştır: Bir sorgulama ve kuşkulanma (Ben altı üstü bu kadar mıyım? Ben yaşnızca bunlardan mı ibaretim?), bir araştırma (Ben neyim? Ne olmam gerekir?), bir yadsıma (Şu an bende ortaya çıkmış kişi, yeterli biri değildir!) ve gelişmeyi isteme sürecidir.
Sayfa 144Kitabı okudu
Reklam
Sofistlik nedir? Sofist sözcüğünün, günümüzde büyük ölçüde Platon’un saldırısından dolayı kazanmş olduğu, oldukça gözle görülür olan pejoratif ya da aşağılayıcı bir çağrışımı vardır, oysa Sofistliğin özgün anlamı kesinlikle aşağılayıcı değildi. Sophia, eşdeyişle pratik bilgi ya da bilgelikten türetilen Sofist sözcüğü, başlangıçta belirli bir sanat türünü bilen bir kimseyi göstermek için kullanılırdı. Altıncı yüzyıl ve sonrasında, Sofistlik terimi, entelektüel ya da toplumsal-siyasal sanatlarda pratik ya da kuramsal bir beceri ya da ustalık, hattâ yetkinlik gösteren insanlara işâret etmekteydi. Antik Yunanistan’ın Yedi Bilge’sine, ozanlara, yasa koyuculara, hekimlere ve müzisyenlere zaman zaman Sophistai, bilge kişiler adı verilirdi ve aynı ad, bâzen bir ayrım gözetilmeksizin, Sofistik çevre dışındaki birçok filozof, mûcit ve yenilikçi için kullanıldı. Mîlattan önce beşinci yüzyılın sonlarına doğru, sözcüğün anlamı, yalnızca, bizi burada ilgilendiren Sofistlerin etkinliğiyle, büyük ölçüde Protagoras, Gorgias, Prodikos, Antiphon, Hippias ve Thrasymakhos’tan oluşan belirli bir filozoflar öbeğini gösterecek biçimde, sınırlandırıldı. Bu adamlar, bir okula bağlı olmadıkları gibi, zorunlu olarak aynı konuları öğretiyor değillerdi. Onların, kendilerinden sonra gelen kuşaklar tarafından kendilerine genel ya da evrensel olarak atfedilen tek ortak özellikleri, tüm Yunanistan’ı belirli bir ücret karşılığında, genel konuşma gösterileri sunarak, retorik ve (çoğunun savladığı gibi) “politik yetkinlik” öğreterek dolaşan birer hatip olmalarıydı.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.