Kitap boyunca Ebrar'ı karşımdaki koltukta, bacaklarını karnına çekmiş, elindeki kahve kupasını dizinin üzerine koymuş otururken izledim sanki. Başlangıçta 'tanışıklığın' verdiği bir his zannettim bunu ancak sonra anladım ki onun çeviri yaparken bile korumayı becerebildiği o akıcı ve sade dili, yazdıklarındaki sahici samimiyeti böyle hissettiriyor. Okumak değil de dinlemek gibi.
Ebrar Güldemler'den bir roman ya da olmadı bir öykü kitabı bekliyordum ben. Anı kitabı beklemediğim yerden geldi. O yüzden biraz önyargılı yaklaştım başlangıçta açıkçası. Fakat şimdi, bitirdikten sonra okuduğum kitabın bir anı kitabından ziyade bir kadının bağ kurma yolculuğunun hikayesi olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Bir ilişkinin - ebeveynlik, dostluk, ya da partner fark etmez- nelere sahip olması, neleri asla içermemesi gerektiği - gereklilik aslında kullanmayı sevmediğim bir sözcük ama henüz muadilini bulamadım- konusunda bir 'algı kırıcı' Bağ kurmanın, bir ilişkinin içinde gerçekten olabilmenin ve hep 'orada' olduğunu hissettirebilmenin önemini, doyurucu bir ilişki olmadan bir arada olmanın anlamsızlığını o ince zekası ve naif diliyle anlatıyor Ebrar. Çevremdeki gençlere evlilik öncesi bir doz önereceğim.
#ebrargüldemler
#soloanneninsurvivorseyirdefteri
#dexplus
#doğanegmont
#birannedoğdukitap
#birannedogdukitap