Belgeselci, tarihin tanığıdır. İşi de yaşanmışı, olanı yansıtmaktır. Neredeyse 20 yıldır belgesel yapıyorum. “32. Gün" ekolünden yetişen meslektaşlarımla birlikte son 65 yılın en önemli imtihanlarını yansıttık ekranlarınıza. Demirkirat belgeseliyle 27 Mayıs'ı, 12 Mart-12 Eylül darbelerini ve Özal'lı Yıllar'ı anlattık.
Şimdi ise bir diğer önemli dönemece, 28 Şubat'a geldik. Türkiye'nin bir kez daha demokrasi sınavına girdiği ve ne yazık ki bir kez daha “sınıfta kaldığı" o tarihi kırılma noktası. Kimilerine göre demokrasiye yapılmış balans ayarı, kimilerine göre postmodern darbe... Bu kitapta ve izleyeceğiniz belgeselimizde, sadece tanığı değil, mağduru ve sanığı da oluverdiğim o sancılı yılları anlatacağız sizlere.
Halk sadece İslamcı söylemlerle kazanılamazdı. Herkese Umut verecek,yoksulları kazanacak bir parti programına ihtiyaç vardı.Adil düzen adı verilen parti programı, bu noktada devreye girdi...
Fikri Sağlar (Kültür Bakanı): Valinin söylediği ilginç bir şey var... "Beni emniyet müdürü ve jandarma alay komutanı aldattı. Çünkü ilk anda 'Müdahale edin' dediğimde sürekli 'Halk ile güvenlik güç- lerini karşı karşıya getirmeyin, olay kendiliğinden sönecektir' den- di. Ancak taşkınlık had safhaya vardığında, bu iki yetkili 'Biz müda- hale edecek durumda değiliz' dedi ve en önemlisi otel taşlanmaya başladığında, ben jandarmaya 'Müdahale edin' dediğimde 'Benim erlerim acemi' diye cevap verdi. Ne zaman müdahale ettiler? Otel yanmaya başladığı zaman... Beni aldattılar." Bu ifade çok önemli, o günkü güvenlik güçlerinin bu işteki sorumluluğunu gösteriyor.
ANAP lideri Mesut Yılmaz "Gazetelerde görüyorum ' Avrupa fatihi Çiller!' yazıyor. Vatandaşları Avrupa'ya vizesiz giremeyen ülkenin başbakanı Avrupa fatihi olabilir mi ? "