"Ben de bir dinim olsun isterdim."
"Bir dinin olduğu dakikada, düşünmeyi bırakırsın," dedi adam. "Bir şeye çok fazla inanırsan, yeni fikirlere yer bırakmazsın."
Ben editör olsam Bradbury'nin bu kitaptaki öykülerinin çoğunu geri çevirirdim. Bazı öykülerde Bradbury'nin yazarlık gücünü görsem de çoğu öyküde bir amaçsızlık hissi oluştu bende.
Kuşkusuz, bebeklerin doğumda annelerini nasıl öldürdüğünü biliyorsunuz. Neden? Böylesi kötü bir dünyaya gelmek zorunda bırakılmaktan doğan kızgınlık olabilir mi?