‘Olmayan aşkı zorla var edemiyorsun. Sen istiyorsun diye yoktan var oluvermiyor. Öyle olsa, annen mutlaka beni severdi. Evlendiğimizde beni sevmeyi öğrenebileceğine inanıyordu. Bende inanıyordum. İnanmak istiyorduk. Daha sonraları ise ben kendimi onun beni sevmesinin önemli olmadığına inandırmaya çalıştım.’
Kilise lafını hiç etmedim say. Herkesi eve davet et. Soğuk bir iş anlaşmasından ibaret bir evliliği bağlamak için kiliseye gitmek neredeyse küfür sayılır.
Sana evlenme teklifi ettiğimi hatırlamıyorum. Ama yine de, olur da boş bulunup teklif edecek olursam, düşünceli davranıp reddedeceğini bilmek içimi rahatlattı.
Charles kızın ardından, Jason'a dönerek acı acı, "Tebrik ederim" dedi. "Wakefield'e geldiği günden beri senden nefret etmesi için uğraştın. Ama artık bunun nedenini biliyorum. Kimse görmüyor sandığında ona nasıl baktığını gördüm. Onu istiyorsun ve zayıf bir anında ona evlenme teklif edersin diye ödün ko-"
“Yeter!”
“Onu istiyorsun.”
"Caroline'ın sosyeteye takdiminden bu yana hiç bu kadar sansasyon yaratan bir genç kadın çıkmamıştı. Adı dillerden düşmüyor. Roddy Carstairs'e onu atıcılıkta kendi tüfeğiyle bile yeneceğini söylemiş mi gerçekten?"
Jason dalgacı bir sesle, "Hayır," diye yanıtladı. "Kendisine bir daha uygunsuz bir şekilde asılacak olursa onu vuracağını söyledi. Iskalarsa da Kurt'u üzerine salacağını... Kurt da bu işi halledemeyecek olursa benim halledeceğimden emin olduğunu..." Jason gülerek başını iki yana salladı. "İlk defa kahraman rolüne aday gösteriliyorum. Ama bir köpeğin ardından ikinci şık olarak gelmek biraz kalbimi kırdı.”