"İnsan var olduğu sürece, olgular boşlukta yer almaz. Bilinçte bir olgu oluştuğu anda artık bir yorum olmuştur bile. Olgular mı? Bin yıl önce, benzer bir olaydan yeni bir din doğdu. Din yerine, din-karşıtı bir şey doğmuş olsaydı bile, inançlı insanlar kalabalığı ve rahipler yine olacaktı; kitlesel halüsinasyonlar, hatıra almak için parçalanan boş tabutlar, görmeye başlayan körler, işitmeye başlayan sağırlar..."