Sözün Başladığı Yer Gönderileri
Sözün Başladığı Yer kitaplarını, Sözün Başladığı Yer sözleri ve alıntılarını, Sözün Başladığı Yer yazarlarını, Sözün Başladığı Yer yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Sevgili Dost,
Kim kazandı? Atom bombasını Hiroşima'ya atan mı, Everest'in tepesine ilk varan mı? Doksanıncı dakikada maçı alan mı? Diriler mi, ölüler mi? Efendiler mi, köleler mi?
Kim kazandı?
Sevgili Dost,
Herkes kaybetti. Ölüm kazandı. Mezar taşlarına 'Hüve'l Baki' kazındı."
Sayfa 96Kitabı okuyor
İnsan
"Anlaşılması, anlatılması en zor kelimelerdendir. Kelimenin köküne dair iki iddia var. Birincisi üns/ünsiyet yani alışmak, evcilleşmek, uyum sağlamak. İkincisi nisyan, yani unutmak. İki köke göre de insan kelimesinin anlamı manidar. Neye alışan ya da neyi unutan?"
Sayfa 84Kitabı okuyor
"Tevekkül, geçmişe üzülmemek ve geleceğe göz dikmemek suretiyle bekleyiş bulanıklığından vakti arındırmaktır."
Sayfa 80Kitabı okuyor
Dünya
Aşağı olan demektir. Arapça dûn "aşağı" ve edna "en alçak" sözcükleriyle aynı kökten gelir.
Ne diyordu şair:
"Öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı taşımaktan."
Sayfa 71Kitabı okuyor
"İnsanın nankörlüğe eğilimi zayıflığından kaynaklanır, minnetin yükü ağırdır çünkü."
Sayfa 37Kitabı okuyor
"Herkesin 'en' olmak için koştuğu dünyada vasatlık en iyi hâldir."
Sayfa 25Kitabı okuyor
Sevda
Sevdanın asıl anlamı kara, siyah demektir. Arapça svd "siyah" kökünden gelen sözcük, esved (Kâbe üzerinde bulunan Hacerü'l Esved de siyah taş demektir) ve müsvedde "karalama" ile akraba.
"Sevdanın kendisi kara demekken kara sevda demek doğru mudur?"
Sayfa 24Kitabı okuyor
Safderun
"Sözcüklere göre kolayca aldatılan, saf kişi demektir. Oysa kalbinde kötülük barındırmayan, temiz kimse anlamına gelir. Arapça saf "katışıksız, temiz" ve Farsça derûn "iç, gönül" sözcüklerinden oluşur. Temiz kalpliliğin, kandırılabilir olmakla karıştırıldığı zamanlar..."
Sayfa 20Kitabı okuyor
Bazen dünyayla savaşır insan, kendisiyle barışmak için.
Sayfa 39Kitabı okuyor
mahi
"Ol mâhiler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler" demiş Hayâlî. Mâhi, balık demektir. Farsçadan dilimize geçmiştir. İnsan en çok kendinden bîhaberdir. Bu yüzden, içinde yaşadığı deryâyı bilmeyen balığa benzer.
Sayfa 178 - Profil KitapKitabı okudu