Söz'ün Özü

Dücane Cündioğlu

Sayfa Sayısına Göre Söz'ün Özü Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Söz'ün Özü sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Söz'ün Özü kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kur'an'dan alarak ilhamı, asrın idrakine söyletmeliyiz İslâmı"
Sayfa 2 - Mehmet Akif ErsoyKitabı okudu
"Kur'an'dan alarak ilhamı, asrın idrakine söyletmeliyiz İslamı." Mehmet Akif Ersoy
Sayfa 2 - Kapı Yayınları
Reklam
Anlama-yorumlama faaliyetinin subjektif karakteri gözönüne alındığında ve Tefsir Tarihi'nin ortaya koyduğu örnekler de eli­mizdeyken, Kur'an'ın herkesçe kabul görecek şekilde tek ve nihai yorumunun yapılabilme imkanının bulunamayacağı aşikardır. İlahı vahyin bir noktaya kadar farklı okumaları olacaktır ve kanaatimizce bu tabii de karşılanmalıdır.
Kur'an-ı Kerim'in her harfinde binlerce anlam olduğu, bu anlam zenginliğinin Kur'an'a mucizevi bir nitelik kazandırdığı ve bu niteliğinin ise onu ''çağlarüstü ve evrensel bir mesaj''(!) haline getirdiği iddialarından hareketle, anlam'ı geleceğe havale eden ve zaman geçtikçe Kur'an'ın daha iyi anlaşılacağını öngören ''hakim söylem'', böyle yapmakla Kur'an'ı ta'zim ve tebcil edip kadrini yücelttiğini vehmediyorsa da aslında bunun tam aksi bir neticenin meydana gelmesine yol açtığının farkında bile değildir.
eşya (nesne/er) ve hadisat (olgu/ar), -sanıldığı üzere- kendi başlarına ve kendilerinden menkul bir biçimde anlam taşımazlar; onlara anlamı biz veririz, onları biz anlamlı kılarız.
Çünkü eşya (nesneler) ve hadisat (olgular), -sanıldığı üzere- kendi başlarına ve kendilerinden menkul bir biçimde anlam taşımazlar; onlara anlamı biz veririz, onları biz anlamlı kılarız.
Reklam
eşya (nesneler) ve hâdisat (olgular), sanıldığı üzere- kendi başlarına ve kendilerinden menkul bir biçimde anlam taşımazlar; onlara anlamı biz veririz, onları biz anlamlı kılarız.
Çoğulcu Okumalar ve Yorumlamalar
Günümüzde daha çok 'çoğul(cu) okuma' şeklinde tanımlanan ve dolayısıyla okur'un özgürlük alanı­nı genişlettiği söylenen bu yaklaşımla, esas itibariyle ilk kez bugün karşılaşılıyor değildir. Geçmiş yüzyıllarda bu türden teşebbüslerin miktarının hiç de az olmadığını görmek için, sanırız İslam Tarihi' ne şöyle kabaca bir göz atmak dahi yeterli olacaktır. Bizce bu, tabii bir gelişme idi; zira tarih boyunca, farklı ilmi ge­leneklere, farklı kültür havzalarına mensup çeşitli topluluklar, İs­lam dairesine dahil olur olmaz, daha önceden sahip oldukları tüm birikimlerini, hemen kapının eşiğinde bırakmadılar/bırakamadılar; bilakis, Kur'an\ beraberlerinde getirdikleri birtakım fikirlerden, ka­bullerden, önyargılardan hareketle okudular, anladılar ve yorumla­dılar; belki bir taraftan, kendi kimliklerini Kur'an tebliğine uygun bir biçimde şekillendirmeye çalıştılar, bazı inançlarını terkettiler, kimi saplantılarından sıyrıldılar ve fakat bir taraftan da Kur'an'a, tevarüs etmiş oldukları sosyal çevre, kültürel kodlar ve zihni alışkanlıklar dolayımında anlam vermekten kurtulamadılar; öyle ki zaaflarının kaynağını Kur'an'da aradıklarında, onları Kur'an'da buldular; batıl inançlarını Kuran'la temellendirmeye çalıştıklarında pekala bunu da başardılar ve en nihayet böylelikle Tefsir kitapları bu tür yorumların çeşitli misalleriyle dolup taştı,
86 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.