kendine güvenini kaybetmiş olanlar, kendi düşünce geleneklerine ve kendi tarihlerine sahiplenemediler;sahiplenenler de ancak hakim söylem'in izin verdiği ölçülerde mazilerini yorumlayabildiler....
...istişare eden kimse,alınan kararın doğru olup olmamasından değil,sadece icradan sorumludur ve bu bağlamda çoğunluğun kararı karşısına çıkarılabilecek herhangi bir iradeden de sözedilemez; yani -bu zaviyeden- doğru görüş,çoğunluğun görüşüdür....
Çünkü eşya (nesne-er) ve hadisat (olgu-ar),sanıldığı üzere kendi başlarına ve kendilerinden menkul bir biçimde anlam taşımazlar; onlara anlamı biz veririz, onları biz anlamlı kılarız.