Psikanaliz muğlak bir bilim dalı. Genel olarak kullanılabilecek temel ilkelere sahip değil. Her ruhun kendine özgü bir yapısı olduğu için, onun dengesini bozabilecek her olay da farklılık gösterebilir.
Tom o anda hayatta hiçbir şeyin düz bir çizgide gitmediğini, bazen bir insanı kalıcı olarak etkileyen ve arkasında izlerini bırakan olayların gerçekleşebileceğini kavradı. Bu şeylerle başa çıkabilmek için zamana ihtiyaç duyulduğunu da anladı. Ölüm ve ümitsizlik gibi şeylerle. İnsanın çaresizce teslim olduğu şeylerle.
"Ağrı çektiğiniz zaman, size şikayetlerinizi sona erdirecek ilaçlar vereceğini bildiğiniz için doktora gidersiniz. Ama bu ilaçlar sadece ağrıların semptomlarıyla mücadele eder, sebepleriyle değil. Bu sebepler, tıbbi açıdan bakıldığında, son derece geniş kapsamlı olabilir. Bu yüzden de ağrıların sebeplerini tespit edebilmek ve kalıcı olarak ortadan kaldırabilmek için kapsamlı bir tanı koymak gereklidir. Sizin vakanızda da bu sebeplerin kaynağı bedensel değil, ruhsal..."
“Bir de hayatınızda ters giden her şey için başkalarını suçlamaktan vazgeçin artık,” diye Tom’un ağzına tıkadı Doktor Westpal. “O zamanlar yaşadığınız olayları, hayatla başa çıkmakta gösterdiğiniz yeteneksizliği örtmekte sonsuza dek kullanamazsınız. Yaralanma tehlikesinden duyduğunuz korku da yaşamın bir parçası. Hatta yaşamın son derece sıradan bir bileşeni, tek yapılması gereken onunla nasıl başa çıkılacağının öğrenilmesi. Ne yazık ki siz bu korkuyla vaktinden çok önce, bu tür şeyler sindirebilecek durumda olmadığınız bir zamanda yüzleşmek zorunda kaldığınız için, bu beceriye sahip değilsiniz. Ama aklınız artık daha yaşlı, Tom, daha akıllı. Artık bu durumla başa çıkmanız sizden kesinlikle beklenebilir.”
"Nefretinizi gömün, Tom," diye karşılık verdi doktor, "o sizi gömmeden önce. Kendinizi bu dünyaya açın ve yeniden başka insanlara yaklaşmayı öğrenin. Tekrar kendinizi bulun."
"..Anlaşılan yıllardır yanlış kişilere başvurup durmuşum. Açıkça görülüyor ki bir ruh hastasını tedavi etmek için bir başka ruh hastasına ihtiyaç varmış."
"Korkularının hayatının kontrolünü ele geçirmesine daha fazla izin verme," demişti Fanta. "Başkalarına güvenmiyorsan bile an azından kendine güven, tamam mı?"