Merhaba. Kitabın genel anlamda konusu ve akışı içerisindeki değindiği unsurlara falan girmeyeceğim. Bunlar hem kitabın arka kapağında hem de kitapla ilgili bu başlık altında diğer okuyucuların yorumlarında bolca mevcut.
Ben eleştirel olarak şunları söyleyebilirim; Karakterleri tanıdıkça aralarındaki bazı diyaloglar bana biraz yavan geldi. Ne bileyim Komiser Ümit' in Sahaf Semahat ablaya bazı hitapları, sanki kafamda oturttuğum "Komiser Ümit böyle söylemezdi." Dediğim yerler vardı. Bir de kitabın ilk yarısında yazarın, Komiser Ümit'in çıkmayı planladığı tatil için sürekli "akan dere kenarında su sesi dinleyecek" v.s. aynı betimlemeleri dönüp durup sık sık tekrarlamasını sevmedim. Tamam işte tatile çıkacak ama sürekli dere kenarında su sesi dinlemeler falan... Bilemedim. Umay Ninenin ve Defne Kaman'ın kamanlığı (şamanlığı) ile ilgili ana kurgu başarılı bir şekilde anlatılmış ama ne bileyim Umay Ninenin bazı halleri de bana pek geçmedi. Defne Kaman'ın Komiser Ümit'e Kutatgu Bilig şifreleri vermesi olaylara gizem katmış ve Kutatgu Bilig'e sihirli bir referans vermiş ama hikayeyi zora sokuyor gibi geldi bana.
Özetle Türkiye'deki toplumsal sorunlara, eski Türk şamanlığı, kültür çatışması, yerli mitoloji ve polisiye soruşturma gibi konulara değinirken bazı yerlerde biraz sıkıldım diyebilirim.