Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Suçlu Kim?

Aleksandr Herzen

Suçlu Kim? Hakkında

Suçlu Kim? konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Düşün ve eylem adamı olan Herzen, Rusya'da anarşist karakterli Narodnik köylü hareketinin de kurucularındandır. Yaşamı hep mücadele içinde ve hep gerçeğin peşinde koşturmakla geçen Herzerin "Suçlu Kim?" adlı toplumsal eleştiri amaçlı romanı, Klasik Rus Edebiyatı'nın başyapıtları arasındadır.
Çevirmen:
Mazlum Beyhan
Mazlum Beyhan
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 50 dk.Sayfa Sayısı: 312Basım Tarihi: Ekim 2007İlk Yayın Tarihi: 1846Yayınevi: Öteki YayıneviOrijinal Adı: Rusça: Кто виноват? [Kto Vinovat?]
ISBN: 9789757782667Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 60.4
Erkek% 39.6
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Aleksandr Herzen
Aleksandr HerzenYazar · 1 kitap
Rus asıllı filozof, gazeteci ve yazardır. Yapıtlarında İskander takma adını kullanır. Bir Rus Soylusuyla bir alman çocuk bakıcısının evlilik dışı çocuğu olduğu bilinir. Üniversitedeyken sosyalist ve şair olan Nikolay Platinovic Ogarev ile tanışır. Böylece sosyalist akımdan o da etkilenir. Sahip olduğu sosyalist fikirlerden dolayı Ogarev ile birlikte sürgüne gönderilir. Moskova'ya yeniden döndükten sonra felsefi denemesi (Bilimde Heves -1843), doğa bilimleri üzerine inceleme kitabı (Doğanın incelenmesi üzerine mektuplar - 1845) , ve siyasal-toplumsal içerikli romanı (Kabahat Kimde? - 1846) adlı eserlerini yayınladı. Kabahat Kimde? adlı romanında geçmişin kalıbında donakalmış ve baskıcı bir toplumun acı çeken, sorumsuz insanlarını anlattı. Herzen 1847'de Çarlık yönetiminin baskılarından dolayı bir daha geri dönmemek üzere Moskova'dan ayrıldı ve Paris'e yerleşti. Narodizm adıyla bilinen ilk devrimci hareketin kurucusu Alexander Herzen'di. 1848 devrimlerine tanık olan, Avrupa devrimciliğinin başkenti Paris’te ve İtalya’da sürgünken 1850’lerde Mazzini ile yazışan Herzen, 1852’de yerleştiği Londra’da Rus sürgünlerin lideriydi. Marx’ın liberal ve ihtiraslı biri olarak tanımladığı Herzen’i sevmediği, kendisiyle görüşmediği kaydediliyor.Ancak Herzen kendisini Avrupa hayranlığından çok, akıldan ve özgürlükten yana bir tercihi olduğunu ifade ediyordu. 1852’de Londra’ya yerleşen ve kendisi de bir Rus olan Bakunin ile çalışır. Burada gizlilik ilkesiyle çalışmalarına ağırlık verir. Gizlice dağıtılan Kolokol (Çan) adlı dergiyi kurarak sürgündeki Rusları Çarlık Rejimine karşı mücadeleye çağırıyordu.Çarlık İktidarının kokuşmuşluğunu öne çıkaran bu dergi Ruslar arasında siyasl bilincin yerleşmesinde önemli etkilerde bulundu. Herzen’in genç nesil Rus sürgünlerine yakın olmak için karargahını Cenevre’ye taşıma kararı verdiği 1865’te ondan kopar ve İtalya’ya gider. Gitmeden evvel Marx’la yeniden arkadaşlık kurar ve İtalya’da Birinci Enternasyonal için çalışma yapmak konusunda onunla anlaşır. Ama orada kendisini komploculuğa verdiği söylenmektedir. Bu sıralarda ilkin merkezi Cenevre’de bulunan Barış ve Özgürlük Ligası adında uluslararası bir örgütlenmeya katılır. Az sonra bu Liga’nın sol kanadı ile birlikte ayrılır ve Uluslararası Sosyalist Demokrasi İttifakı (veya Sosyalist İttifak) adı altında Birinci Enternasyonal’e katılmak için başvurur. Sonunda 1869’daki Basle Kongresi’nden itibaren Birinci Enternasyonal’e kabul edilir. Bu tarihten itibaren bu kez de kendi görüşlerini hayata geçirmek için İsviçre, Fransa, İspanya ve Avrupa ülkelerindeki Rus sürgünlerin desteği ve kendine özgü yöntemlerle Birinci Enternasyonal’in yönetimini ele geçirmeyi, ona kendi ilkelerini (programını) ve kafasındaki örgüt biçimini (örgütlenmede federasyon ilkesi adı altında savunulan başına buyrukluğu) benimsetmeyi kafasına koyar, tam bir eylem ve girişim özgürlüğü adına Enternasyonalin ulusal seksiyonlarında bölünmelere neden olur. Avrupa'da düş kırıklığına uğrayan Herzen, umutlarını Rusya'daki devrimci harekete bağladı. Yani sosyalizmin geleceği ona göre Rusya'daydı. Herzen, tarihsel belirlenimciliğe inanmıyordu. Umutlarını daha çok oluşun yaratıcı gücüne bağlıyordu. Batıcılığa olan zaafına rağmen , Rus köylü geleneğine inancını koruyordu. Köy topluluğunu tarıma dayalı sosyalizmin temeli olarak görüyor ve bu topluluğu Rusya açısından korunması ve geliştirilmesi gereken bir kurum olarak değerlendiriyordu.