Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sümerler Gönderileri

Sümerler kitaplarını, Sümerler sözleri ve alıntılarını, Sümerler yazarlarını, Sümerler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Öğretmene gelince, öyle anlaşılıyor ki, ücreti bir öğretmenin bugün aldığı kadar düşüktü; en azından, kazancıyla iki yakasını bir araya getirmesi için ebeveynlerden "biraz ilave" bir şeyler almak onu fazlasıyla memnun ederdi.
Genel olarak Sümerler, ölüler alemindeki yaşamın, yeryüzündeki yaşamın kederli ve sefil bir yansımasından başka bir şey olmadığı kanısındaydı.
Reklam
Yalnızca gözyaşı dökmek için seçilmiş biri gibi acılara boğuldum,
Sümerli düşünürler Batılı düşünürler arasında pek revaçta olan temel ahlaksal sorunu, yani şu hassas ve bir parça ürkütücü özgür irade sorununu kendilerine hiç dert etmemiştir. İnsanın tanrılar tarafından yalnızca kendi çıkarları ve zevkleri için yaratıldığına hiç tartışma gerektirmeyecek şekilde öylesine inanmış olan Sümerler, tıpkı ölümün insanın yazgısı olduğunu ve yalnızca tanrıların ölümsüz olduğunu kabul ettikleri gibi kendi bağımlı statülerini de kabullenmişlerdi.
insanlar olmadan kentler yıkıma gidiyor, tapınak ve saraylar harap oluyor, tarla ve çiftlikler çöle ve bakımsız araziye dönüyordu. Bu nedenle,kozmosu ve her türlü görüngülerini de tabii ki insan biçiminde yaşayan varlıklar gözetip bakıyor, yönetip denetliyor olmalıydı. Fakat kozmos bütün insan yerleşimlerinin toplamından çok daha büyük ve örgütlenmesi çok daha karmaşık olduğundan, bu yaşayan varlıklar besbelli sıradan insanlardan çok daha güçlü ve etkili olmalıydı.
Saygıdeğer yazıcımız, devletin bir ucundan ötekine dek "vergi toplayıcıları vardı" diye acı bir gözlemde bulunmaktadır. Bu nedenle, sarayın giderek semirip zenginleşmesinde şaşılacak bir şey yoktur.
Reklam
Kadının Sümer'de önemli yasal hakları vardı: Mülk sahibi olabilir, iş ilişkilerine girebilir ve tanık olarak kabul edilebilirdi. Fakat kocası onu görece hafif nedenlerle boşayabilirdi; eğer kadının çocuğu olmuyorsa ikinci bir kadınla evlenebilirdi. Çocuklar ebeveynlerinin mutlak otoritesi altındaydı; ebeveynler çocuklarını mirastan yoksun bırakabilir, hatta köle olarak bile satabilirdi. Fakat olağan koşullarda çocuklarını çok severler, ebeveynlerinin ölümünde bütün mülkleri çocuklara kalırdı. Evlatlık edinilmesi alışılmadık bir şey değildi ve evlatlıklara da büyük bir özen ve şefkatle davranılırdı.
Köle, başka herhangi bir eşya gibi sahibinin malıydı. Dağlanarak damgalanabilir, dövülebilir ve kaçmaya kalkışırsa sert cezalara çarptırılabilirdi.Öte yandan kölesinin güçlü ve sağlıklı kalması köle sahibinin çıkarınaydı; bu nedenle kölelere genellikle iyi davranılıyordu. Hatta kölelerin bazı yasal haklan bile vardı: İş ilişkilerine girebilir, para ödünç alabilir ve özgürlüklerini satın alabilirlerdi. Erkek olsun kadın olsun, eğer bir köle özgür bir insanla evlenirse, çocuklar özgür olurdu. Kölenin satış fiyatı piyasaya ve söz konusu köleye göre değişirdi; yetişkin bir erkek için ortalama fiyat, bazen bir eşeğin fiyatından da düşük olan yirmi şekeldi.
Hammurabi ile Sümer tarihi sona ermekte ve Sümer temelleri üzerinde kurulmuş bir Sami devleti olan Babil tarihi başlamaktadır.
Bu belgede Lugalzaggesi gururla kendisini, "Erek Kralı (ve) Ülkenin Kralı," bütün yabancı ülkelere boyun eğdiren, böylece "Aşağı Deniz'den Dicle ve Fırat ırmakları boyunca Yukan Deniz'e kadar" uzanan ülkesinin her yerine yalnızca barış, mutluluk ve gönenç getiren kişi olarak ilan etmektedir. Fakat daha önce de belirtildiği gibi bütün bunlar fazla uzun ömürlü olmadı;askeri başanlar ve zaferlerle geçen yaklaşık yirmi yılın ardından, oradan geçenlerin sövmesi ve yüzüne tükürmesi için Nippur'un kapısında boyunduruğa vuruldu. Lugalzaggesi'yi yenen, Sargon isimli bir Samiydi. Sargon'un kurduğu güçlü Akad Hanedanı bilinçli ya da bilinçsiz olarak Sümer ülkesinin Samileştirilmesi sürecini başlatmış, bu ise en azından belirgin bir siyasal ve etnik varlık olarak, Sümer'insonunu getirmiştir.
Reklam
kültürel olarak önemli olan -yani İÖ üçüncü binyıla ait belgelerden bilinen ve genellikle Sümerce olduklan kabul edilenbir dizi Sümerce sözcüğün çözümlemesini yapmış ve bunlann hiç de Sümerce olmayabileceklerine inanmak için geçerli nedenler bulunduğunu göstermiştir. Bu sözcüklerin tümü iki ya da daha fazla heceden oluşuyordu (Sümercede köklerin çoğunluğu tek hecelidir) ve genel olarak, Dicle, Fırat ve Sümerce olmayan kent isimleri için kullanılan sözcüklerle aynı örüntüyü ortaya koyuyordu. Bu nedenle Landsberger, bunlann, Sümer ülkesindeki iki ırmağa ve kentlerin çoğuna isim koyan Sümer öncesi halkla aynı halka ait olduğu sonucuna vardı.
Gelgelim Sümer ülkesine ilk yerleşenlerin Sümerli olmadığı hemen hemen kesindir. İlgili kanıtlar, bu konuda pek muğlak ve belirsiz olan arkeolojik ya da antropolojik kaynaklardan değil, dilbilimden gelmektedir. Sümer'e yaşam veren iki ırmağın, Dicle ve Fırat'ın ya da çiviyazısı okunuşlarıyla idiglat ve buranun adları Sümerce sözcükler değildir. Aynca Eridu, Ur, Larsa, İsin, Adab, Kullab, Lagaş,Nippur, Kiş gibi Sümer'in en önemli kent merkezlerinin isimleri de Sümerce değildir; bu sözcükler için Sümercede kökenbilimsel olarak hiçbir doyurucu açıklama yoktur. Gerek ırmakların, gerekse kentlerin, daha doğrusu sonradan kent haline gelen köylerin adları, Sümerce konuşmayan bir halk tarafından konmuş olmalı; tıpkı Mississippi,Connecticut, Massachusetts ve Dakota isimlerinin, ABD'nin ilk yerlilerinin İngiliz dili konuşmadığını göstermesi gibi.
"Bir şey bilen, bunu neden kendine saklasın?"
380 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.