Düşük Puanlı Susannah'nın Şarkısı Yorumları ve İncelemeleri
Düşük Puanlı Susannah'nın Şarkısı sözleri ve alıntılarını, düşük puanlı Susannah'nın Şarkısı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mia, Susannah Dean’ın vücudunu ele geçirmiştir. Amacı da kendi çocuğunu doğurmaktır. Onu da New York kentine ve 1999 yılına gönderir. En kısa haliyle nasıl anlatayım diye düşünüyorum ve aklıma sadece aynı bedeni kullanan iki farkı kadın diyesim geliyor. 2 farklı kadın aynı renk kıyafet giyse olay olurdu eskiden, şimdi nasıldır bilmem ama bu durumu gördüğümde de aklıma o geldi işte.
Okumaya okurken çok güzel okuyorsunuz, anlamaya anlarken de çok güzel anlıyorsunuz, anlatmaya gelince adeta çakıldım kaldım. Bu saçma hissi bir türlü anlatamıyorum ama ilerledikçe güzelleşen bir kitap. Özellikle son 40-50 sayfa hani bana artık şu kulenin yolu gözüktü gibi geldi ama artık güvenemiyorum. İyiydi iyi. Keyifli okumalar dilerim..
Açıkçası sevmedim. Serinin bana göre en zayıf halkası. Ne oldu ne bitti açıkçası ilgi çekici değildi. Yalnız hakkını yemeyeyim King'in kendini hikayeye müdahil etmesi şahaneydi. Supernatural dizisinde yaratıcının somutlastirilmasi gibi.
Bir de kitabın sonundaki Karakule serisinin yazım aşamasını ve diğer kitaplarla bağlantılarını açıkladığı kısım güzeldi.
KULE DEN ÖNCEKİ SON DÜZLÜKTE SUSANNANIN ŞARKISINI DİNLİYORUZ
Uzun süren beş(anahtar deliğinden esen rüzgarla birlikte aslında altı kitap) kitapta soluk soluğa roland ve ekibinin maceralarını okuduk. Ancak üçüncü kitapta yaşanan bir olayla susannanın yaşadığı trajedi ilerleyen kitaplarda kendisinin özellikle ekip açısından canlı bomba etkisi yarattı. Altıncı kitapla birlikte Susanna'nın karanlık yolculuğu hızlı bir şekilde derinleşti.
Uzun süreli okumamdan mıdır bilmiyorum. Callanın kurtlarında yakaladığım ivmeyi bu kitapta bulamadım. Seride en uzun süre okuduğum kitap bu oldu. Belkide böyle olmasının sebebi büyük olaya geçiş hikayesi olmasından kaynaklanabilir bilmiyorum. Ben bir çok yerde hikaye örgüsünden koptum. Bu tabi ki kitap kötü okunamaz değil. Stephen King'in özellikle kendini de bi karakter olarak seriye dahil etmesi bu kitabın diğer can alıcı noktasından birisiydi.
Yaşananlar ve yaşanacaklar büyük bir kaos içinde harmanlanıp susannanın şarkısıyla biten bir hikaye okuduk. Bakalım Roland ve ka-tet ekibini son kitapta neler bekliyor? Heyecan dorukta :)
Serinin başından belli binbir ruh Susannah’ı bir türlü anlayamadım ya da benimseyemedim. Eddie ile olan ilişkisinden sonra bu gruba bir kadın eli değmesi iyi olur derken hamile kaldı .
Hamile kalması neden kötü oldu onu okuyunca görmelisiniz , zaten üç tane kişiliği vardı bu bir de dört e çıktı , işler karıştı da karıştı .
Bölüm sonraların da commala şiirleri ve dım dım lay lay ikilemeleri kitabın kurgusuna zarar veriyor ,onun için serinin bu kitabının eksik kalması nı sağlıyor .
Stephen King serinin bu kitabına kendini de dahil etmiş kulenin ka’ında yazar da var bu biraz hoşuma gitti , sonunda da yazarın notları bölümü Stephen King severler için kendi günlüğünden bölümlerinin ve yazdığı karakule serisi hatta diğer kitaplarıyla ilgili yazarın deneyimlerini aktarıyor susannahı’ın o saçma şarkısını bir nevi kurtarıyor .
Evet son düzlükten önceki virajida bitirtim. Bu 6. Kitap tamamen bir sonraki kitaba hazirlik olarak görüyorum. Akış olarak hiç duraksamıyor. King'in kendine ayırdigi bolum bence cok basarili. Sonunda kulenin yikilmasiyla olacakları biliyoruz. Ve kuleyi kurtarmak silahşorlerin elinde. Son bolum "Bir yazarin gonlugu" bambaska bir guzellikti. 7. Kitap efsane olacak bence..
Gerilim dozu çok yüksek bir altıncı bölümle karşı karşıyayız. Kahramanlarımız ayrı ka-tetler oluşturacak şekilde başka dünyalara gidiyor. (Bundan pek memnun olmadım) Bir tanesi asıl olan dünya ve Kara Kule'yi çok fazla hissediyorlar. Ayrıca Stephen King de kendisini dahil etmiş. (Mütevazı bir şekilde)
Güzel bir tat bırakıyor ve meraklı bir kediye dönüşmenizi sağlıyor. Artık son yaklaşıyor ve bu biraz üzücü.
Finalden önceki son dönemeç... Hız kesmeden devam eden macera şaşırtıcı gelişmelerle sona doğru ilerlerken bizlere ancak ağzımız açık okumak düşüyor. Kule'yi tutan ışınlar her bir hayata dokunmaya devam ediyor ve sona yaklaştıkça bunun izini daha rahat ve açık bir şekilde hissediyoruz.
Kara Kule serisi kitapları çok yoğun bir anlatıma sahip.
Serinin 6. kitabında kahramanlarımız bu sefer bizim dünyamıza geçiyorlar. Ancak geçtikleri tarihler birbirinden farklıdır. Susannah 1999 yılında içindeki Mia ile yolculuk etmektedir. Mia çocuğunun bir an önce doğmasını isterken Susannah’a bu çocuğun Roland’dan olduğunu söyler. Jake ve Callahan da Susannah’ın arkasından giderler. Öte taraftan Roland ve Eddie 1979 yılına “gül”ün olduğu arsayı satın almak için Tower’ın peşine düşerler. Birtakım silahlı mücadeleler ve ikna sürecinin ardından Tower’dan arsayı satın almayı başarırlar. Bundan sonra çok enteresan bir şey olur. Roland ve Eddie serimizin yazarı Stephen King’in yanına giderler. Bu kısım bana biraz saçma geldi açıkçası.
Susannah’ın Şarkısı seride okuduğum altı kitap içinde bence en kötüsüydü. Anlayamadığım noktalar oldu ve son kitapta aydınlatılamayacak yerler olacağı hissine kapıldım. Sanırım tam anlayabilmek için diğer King kitaplarına da hakim olmak gerekiyor.
Susannah, 1964 yılında terk ettiği New York şehrine geldiğinde gazetelerin takvimi 1 Haziran 1999 tarihini göstermektedir. Ve aynı Susannah, bedenini işgal eden Mia ile mücadele ederken, Eddie'nin bir şekilde peşinden gelip onu arayacağını biliyordu. Susannah, Detta, Mia... Tek bedendeki bu üç ayrı kişiliğin kıyasıya savaşı, New York'taki bir otel
Düşünün bir roman yazıyorsunuz. Karakterlerin özelliklerini, önemli detaylarını belirliyorsunuz. Acaba bu yazdıklarım tutar mı tutmaz mı derken, bir de bakmışsınız oluşturduğunuz karakterler kapınızda belirmiş :) Gilead'lı Röland'ın buz gibi soğuk gözleriyle Stephen'a bakması gibi kendi oluşturduğunuz karakterler aynı şekilde kapının eşiğinde size
