Senin büyümen şart dedi. Konuşma bitmişti ve ben büyümüştüm artık. Bir daha da çocuk olamadım. Bir cennetten kovulmuştum. Çocukluk bizim şahsi cennetimizdir. Çocukluğum asla dönmemek üzere geçip gittiğini anladığımız anda ruhumuz derin bir yara alır ve bir daha hiçbir hikaye bizi avutamaz. Onarılmaz bir yaradır büyümek. Ölüm bilincidir büyümek. Bir gün öleceğini öğrenmektir ve birgün öleceğini bilen hiçbir varlık mutlu olamaz. Mutlu olduğu zamanları taklit edebilir yalnızca.
Kardeş olmayan kardeşlerin hikayesidir bu kitap . Duygu ve hüzün dolu .Bir şeyi unutmak için hatırlamaya çalışmaktır yaşamak .Karışık bir rüyadır. Sevgi’nin gücüyle neşe verip hüzünlendiren bir yaşanmışlık..
İsmail Güzelsoy kitabiydi. Bir solukta okudum. Kitap acı üzerine kurulu değil ama öyle bir anlatimi var ki insan o yalnızlığı hissediyor. Yazar diğer kitaplarında var olan kahramanlara da atıfta bulunuyor bu yönünü çok sevdim.
Sımsıcak bir kardeşlik hikayesi. Hikayenin başından sonuna kadar merak uyandıran birbirine sımsıkı çözülmeyen kardeşlik bağı ile bağlı olan iki Kardeşin hikayesi. Kendi yaralarını birlikte saran hayal kurmanın güzelliği ve hayal kurdukça mutlu olan insanların hikayesi.