Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Anılar, Gizdökümleri

Tanış Ünlüler

Cazim Gürbüz

Tanış Ünlüler Sözleri ve Alıntıları

Tanış Ünlüler sözleri ve alıntılarını, Tanış Ünlüler kitap alıntılarını, Tanış Ünlüler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir gece Hulki Cevizoğlu’nu Ceviz Kabuğu Programını izliyorum, AKP Hükümeti’nin Ermenistan sınır kapısını açması gündemde yine o sıralar. Cevizoğlu, Sarp Sınır Kapısı deyip duruyor, kalkıp mail atıyorum “Sarp Sınır Kapısı, Gürcistan’la bizim aramızda. Hopa’nın azıcık ilerisi, ondan azıcık ilerisi de Batum. Gürcistan’la bir kapı daha var, o da Posof TÜRKgözü Kapısı, ondan azıcık ilerisi de Ahıska. Ermenistan’la bizim aramızda SSCB döneminde işleyen bir kapı vardı, Kars Akyaka’da Doğu Kapı. Doğu Kapı ile karşıdaki Gümrü şehri arasında demiryolu bağlantısı vardı yalnızca. Biz Karabağ işgali yüzünden burayı kapattık, şimdi buranın açılması isteniyor” diye yazıyorum. Cevizoğlu’ndan tık yok. Ertesi sabah açıyorum bizim gazeteyi, Necdet Bey de aynı yanılgıya düşmüş, o da Sarp deyip duruyor. Ona da yazdım. Bir saat sonra aradı, aslında yazmadan önce sormuş da birilerine fakat yanlış bilgi vermişler. Teşekkür ediyor. Evet, Necdet Bey farkıdır bu teşekkür…
Önsöz
Kolay değildir her anıyı yazmak, hele de ünlülerle düşüp kalkmışsanız, onların olumsuz yanlarına da değinecekseniz ve bu bağlamda işe gazeteci yöntemiyle girişecekseniz…Yani Ali küser, Veli’ye ayıp olur, Hasso’nun hatırı var, demeyecekseniz… Bu kadar mı? Yok değil. Ya korkudan saklanmışları ya da kutsal sır olarak nitelenen yaşanmışlıkları, açığa
Reklam
Serdengeçti 1973 seçimlerine doğru, kopar gibi oldu MHP’den, Milli Selamet Partililerin çıkarmaya başladığı Milli Gazete’de yazıyordu. Herkes o partiden aday olacağını söylüyordu. Kızmıştı o sözlere “Turfanda milliyetçiler, MSP listeleri açıklandı, gördünüz mü adımı?” diye sormuştu köşesinden. O günlerde yakın akrabası Rıfat Yüksel, Erzurum’da görevliydi. Ondan da Osman Yüksel’e dair haberler alıyorduk, yeni nüktelerini ve serüvenlerini öğreniyorduk. MSP’nin amblemi anahtardı. Rıfat sormuş Serdengeçti’ye: “Abi, bu anahtarım kertlerine MSP’liler bazı İslami mesajlar yüklüyorlar, öyle midir?” Kızmış “Yahu anahtarda İslami mesaj ne arar, onlar olsa olsa benin ..arağımın kertleri olurlar” demiş. Serdengeçti, ambleminde “..arağının kertleri” bulunan o partiye geçti sonra, geçmesiyle ayrılması bir oldu. Bir kitapçık yayınladı bu geçiş ve ayrılışa dair, adı: “Hareketten Selamete, Selametten Felakete.”
Reyhanî’nin taşlama sanatı
Reyhanî’nin özellikle taşlama dalında çok güçlü ve halkı etkileyen, halkın duygularına tercüman olan şiirleri vardı. TÜRK Halk Edebiyatı tarihindeki yeri kalıcı olacaktır.
“Nedense bu koruma işleriyle çok yakından ilgileniyordu Yaşar Okuyan”
Yıl 1970 aylardan Aralık. Cağaloğlu’ndaki Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) binasındayız. Erzurum’dan gelmişiz İlhami Kafkas ve Yılma Durak’la… Başında kasket, saçları üç numara, sarışın bir genç giriyor içeriye, “Arkadaş Bizim Anadolu Gazetesi’nin muhabiri” diyorlar. Fotoğraf çekmeye başlıyor. TMTF Genel Başkanı Soner Karaman “Yaşar, kötü çıkmayayım ha, dilimden kurtulamazsın, yakışıklı olsun” diyor “Olur başkan” diyor o genç gülerek, sonra da bir kaygısını dile getiriyor, aşağı katta hiçbir güvenlik önlemi yokmuş, rahatlıkla dinamit atılıp kaçılabilirmiş ya da birisi bir bomba koyup gidebilirmiş, çok dikkat etmek gerekmiş. Aşağıda onlarca genç turizm kursuna, trafik kursuna, halk oyunları kursuna geliyor, Soner Karaman ciddiye alıyor bu kaygıyı. “Sağol, bakarız, arttırırız gözcülerimizi” diyor. O Yaşar’ın soyadı Okuyan’dı. O Yaşar’ı ben 9 ay sonra, Ağustos 1971’de Malazgirt’te gördüm. Kasketi yoktu artık. Zaten o gün bu gündür ben onu hiç kasketli görmedim. Biz Erzurum’dan Malazgirt’e yayan giden dokuz arkadaşın anlattıklarını ilgiyle dinliyordu. Köylerdeki Kürtçü eğilimler, Türkeş’e olan nefret ölçüsündeki tepki onu kaygıya sevk etmişti. “Albay’ı (Türkeş’i) burada çok iyi korumak lazım” dedi ve bu deme doğrultusunda önlemler de alındı. Nedense bu koruma işleriyle çok yakından ilgileniyordu Yaşar Okuyan. 1978’de de Türkeş’le Erzurum’a geldiğinde, Türkeş’in yanında yeterli koruma yok diye bizim arkadaşlarla tartışmasını anlatmışlardı bana.
İlk karşılaşmamızı da hatırlıyorum. Ortadoğu’da da birlikte yazmıştık ama ben o zaman ta Sarıkamışlardaydım. Görüşememiştik bir türlü. Büyük Kurultay’ın ilk yeri Cerrahpaşa Mahallesi Endican İş Merkezindeydi, 1999 yılında orada karşılaştık. Hastaneden yeni gelmişlerdi Arslan Bulut Bey’le, koluna bir pamuk yapışıktı “Hayrola?” dedim “Önemli değil, kalbim tekliyormuş, ameliyat olacakmışım”. Şaşırdığımı görünce “Öyle yorgun ve bıkkınım ki vallahi o tahtadan kalkmasam memnun olacağım, yeterince yaşadık kardeşim” dedi. “Hoca Nasreddin gibi olun Üstadım, Bayburtlu Zihni olmak yakışmıyor size.. Daha erken” dedim. “Nasıl yani?” der gibi baktı yüzüme. Bayburtlu Zihni’nin dediklerini dedim “Cihanda çok yaşadık, bilmedik bu yanda ne var; ölüm geleydi gidek, bir görek, o yanda ne var”. “İyi demiş” dedi. Arslan Bulut, yetişti imdada, Hoca Nasreddin gibi söze girdi. Hastanede hemşire soruyormuş “Kan grubunuzu biliyor musunuz?” diye Necdet Bey’e, o da “TÜRK grubu işte…” diyormuş.
Reklam
Turan Güven
Ankara’da tastamam 26 yıl sonra yeniden karşılaşıyorum Namık Kemal Zeybek’le. Bu tür toplantılar için hizmet veren bir lokantada 100’e yakın kişiyiz. Ağırlık eski ülkücüler ve muhalif MHP’lilerde, ama farklı partilerde milletvekilliği yapmış kişiler de var. Toplantıya başkan olarak en aksakalımızı MHP eski muhasibi Mehmet Doğan’ı seçiyoruz.
Necdet Sevinç’in Alçakgönüllülüğü
Necdet Sevinç’in edebi yanı da vardı, araştırmacılığı da. Bu araştırmacılık ona büyük bir birikim sağlamıştı. Fakat olgun başak gibi boynu eğri dururdu. Dinlerdi karşısındakini, bir eksiği varsa, itiraf ederdi, eksiğini giderene teşekkür de ederdi.
Arka Kapak
Ülkücü Hareketin iki başbuğu Alparslan Türkeş, Yılma Durak ve en başta gelen ideologlarından Nevzat Kösoğlu hakkında hiçbir yerde duyamayacağınız çarpıcı anı ve tespitler… Hak ve Eşitlik Partisi (Hepar)’nin kuruluşundan bitkisel yaşama giriş aşamasına dek olup bitenler ve Osman Pamukoğlu’na dair çok özel tespitler… Ergenekon tutuklamaları ve
Osman Yüksel Serdengeçti’yi 1969 Milletvekili seçimlerinde radyodan heyecanla, zevkle ve yine kahkahayla dinledik. Ordu’dan adaydı, konuşmasına “Meclisin galender, gravatsız milletvekili, bağrı yanık gardaşınız sizlere hitap ediyor” diye başlıyordu ve verip veriştiriyordu. Adalet Partililer’in korkulu rüyası olmuştu. Onlar da karşı atağa geçmiş, Nurcuları devreye sokmuşlardı. “İslami Hareket ve Türkeş” diye bir kitapçığı dağıtmışlardı. (Oysa Osman Yüksel, Said Nursi için “Bahtiyar Bir İhtiyar” başlıklı yazı yazmıştı. Nurcular af kanunu kapsamına alınmayınca “nur yüzlü insanlar, siz affedin bizleri” diye seslenmişti. Nurcular için bunların hiçbir önemi yoktu, “Nurlu Demirel” diye ortalığı ayağa kaldırıyorlardı). Fakat onlar hiç olmazsa kâfir demiyorlardı Osman Yüksel’e. Şule Yüksel Şenler adlı o yılların tek “sıkmabaş” köşe yazarı, kâfir ilan etmişti onu.
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.