Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tapusuz Süleyman

Mehmed Alagaş

Sayfa Sayısına Göre Tapusuz Süleyman Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Tapusuz Süleyman sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Tapusuz Süleyman kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Allah verdi” ifadesi insanların gönlünü sevinçli bir huzurla doldururken, bunun devamında söylenen “Allah aldı” ifadesi ise derin bir hüzün ile insanın içini boşaltıyordu!. Gerçi bu sözü söyleyip söylememesi, İlahi takdiri değiştirebilecek bir şey değildi, Rahman ve Rahim olan Allah'ın takdiri her ne ise, bu İlahi takdir herkese ve her şeye rağmen gerçekleşecekti.
Sayfa 3 - İnsan
Saffet hoca bir an, dükkandaki bütün malların yanmış olabileceğini veya yanabilecegini düşündü. Böylesi durumlarda peygamberlerin ve Salih insanların söyledikleri “Allah verdi ve Allah aldı” sözü geldi dilinin ucuna!. Kendi kendine “Allah verdi” dedikten sonra durdu ve her nedense söylemedi, bir türlü söylemek istemedi dilinin ucuna gelen bu sözün devamını!. Oysa müslümanlara nasihat ederken, şık sık tekrarladığı ve çok rahat söylediği bir sözdü bu!. Şimdi ise bu sözün pratik manasıyla ilk kez karşılaşıyor gibiydi. Bu kısacık cümlede, birbirinden çok farklı iki ayn mana vardı. “Allah verdi” ifadesi insanların gönlünü sevinçli bir huzurla doldururken, bunun devamında söylenen “Allah aldı” ifadesi ise derin bir hüzün ile insanın içini boşaltıyordu!.
Sayfa 3 - İnsan
Reklam
Saffet hoca bir an, dükkandaki bütün malların yanmış olabileceğini veya yanabilecegini düşündü. Böylesi durumlarda peygamberlerin ve Salih insanların söyledikleri “Allah verdi ve Allah aldı” sözü geldi dilinin ucuna!
Malına Güvenme, Bir Kıvılcım Yeter :
Saffet hoca, ne yapacağını bilmez bir şekilde tekrar kaldırım taşına oturdu!. Şimdiye kadar birçok yangın olayına şahit olmasına rağmen, yangının ne olduğunu ve bir insanın hayatından neleri götürdüğünü ilk kez farkediyor, eskiden beri bildiği “Malına güvenme, bir kıvılcım yeter” sözünün ne kadar doğru bir söz olduğunu ilk kez anlıyordu. Her sabah besmeleyle açtığı beyaz eşya dükkanı, dumanlar içinde kapkara bir enkaza dönüşmüş gibiydi!.
Sayfa 4 - İnsan
"Saffet hoca bir an, dükkandaki bütün malların yanmış olabileceğini veya yanabilecegini düşündü.Böylesi durumlarda peygamberlerin ve Salih insanların söyledikleri “Allah verdi ve Allah aldı” sözü geldi dilinin ucuna!.."
Sayfa 4
Ömer, yıllar önce yaptıklan o dersleri hala tekrarlıyor ve o derslerde öğrendiği gerçekleri bu gençlere aktarmaya devam ediyordu. Hoşuna gitti Ömer'in bu çalışmaları. Zaten geçmiş yıllarda onun ne kadar ihlaslı ve azimli bir müslüman olduğuna kendisi de şahit olmuştu. Ömer'i beklerken, genç öğrenciyle bir süre daha konuştu Saffet hoca. İki sene önce savaşmak için yurtdışına giden Ömer'in, cephede dört ay kaldıktan sonra tekrar ülkeye döndüğünü ve bu savaş günleri hakkında hiç kimseyle konuşmadığını, konuşmak istemediğini öğrendi. Saffet hocanın, bütün bu olup-bitenlerden hiç haberi yoktu. Müslümanlardan ne kadar da uzak kalmışım dedi kendi kendine!.
Sayfa 6 - İnsan
Reklam
Ömer bu son sözlerinden sonra durakladı. Uzaklara dalıp giden bakışları değişmiş, derin bir ızdirabı yansıtan gözleri dolu dolu olmuştu. Derin bir nefes alıp-verdikten sonra devam etti. “Ebetteki bütün gençler değişmedi!. Değişmemekte inat eden bazı gençler, önce bir şaşkınlık ve daha sonra bir bunalım içine girdiler. Henüz büyümeden, yetişkinlik çağına gelmeden sokağa atılmış çocuklar gibi hissettiler kendilerini!. Dünyaya karşı ne kadar aciz ve çaresiz olduklarını farkettiklerinde, ne yapacaklarını bilemediler!. Sanki iki ayrı seçenekle karşı karşıya bırakılmışlardı. Ya değişecekler, ya da bu bunalımı nefes nefese yaşayacaklardı!. Değişmektense ölmeyi tercih edenler, kendilerince bir yol aradılar ölüme!. Bazıları doğruluğunu veya yanlışlığını hiç düşünmedikleri silahlı eylemlere katıldılar.-Bir kısmı ise yurtdışındaki bazı cephelerde aradılar ölümü!.”
Sayfa 8 - İnsan
Çevresindeki bu gelişmelere dur demesi beklenen Saffet hoca da müslümanları oradan oraya savuran bu rüzgara kapılmış gibiydi!. Gençlerden ziyade bu iş adamlarıyla görüşmeye başladığı o dönemlerde ticari ufku genişlemiş olacak ki, öğretmenlikten aynlarak beyaz eşya mağazası açtı!. Bu mağazanın açılması, birçok güzel çalışmaların kapanmasına vesile olmuştu. Ders ve sohbetleri birer birer terkeden Saffet hoca, artık eskisi gibi değildi. Gece sohbetlerinde göremediğimiz Saffet hocayla, gündüzleri de görüşemiyorduk!. Çünkü bu yeni dükkanında İslami kaygılarla davadan değil, ticari kaygılarla ticaretten bahsedilir olmuştu!.
Sayfa 8 - İnsan
Daha önceleri Kur'an-ı Kerimle haşır neşir olan Saffet hoca, bu yeni dükkanında çek ve senetlerle haşır neşir olmaya başlamıştı. Evet, ay be ay, yıl be yıl değişmişti, çok değişmişti Saffet hoca!. Artık onu gördüğümüz zaman Allah'ı değil, buz gibi duygularla buzdolaplarını, çamaşır ve bulaşık makinalarını hatırlıyorduk!.
Sayfa 8
Tabi ki sadece Saffet hoca değişmedi. Saffet hocayla birlikte, onu kendilerine örnek alan gençler de, bu gençlerin dünya görüşü de değişmeye başlamıştı. Çünkü dünyaya düşkün olan insan nefsinin, hiç zorlanmadan ve hoşlanarak kabul edeceği bir değişimdi bu!. Artık bu gençler İslam'ın istikbalini değil, kendi istikballerini düşünüyor ve dünyevi kaygılarla kendi istikballerini kurtarmaya çalışıyorlardı!. Bu yönelişte helal ve haram ölçüleri de değişmeye başlamıştı. Daha önceleri helal, haram ve bu ikisi arasında yer alan şüpheliler vardı. Sözkonusu değişim ile şüphelilerin hepsi helal kabul edilmiş ve bazı haramlara şüpheli gözüyle bakılır olmuştu!
Sayfa 8 - İnsan
95 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.