Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarihte Araplar

Bernard Lewis

En Yeni Tarihte Araplar Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Tarihte Araplar sözleri ve alıntılarını, en yeni Tarihte Araplar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Mekke nüfusu çeşitliydi. “İç Kureyş" adıyla tanınan merkezi ve hâkim unsur iş adamları, tacirler, girişimciler ve transit ticaretinin gerçek sahiplerinden oluşan bir çeşit tüccar aristokrasisinden ibaretti. Onlardan sonra, "Dış Kureyş" denilen, şehre nispeten yeni yerleşmiş olanlardan müteşekkil, mütevazı hukuka sahip ufakça tacirler topluluğu ve nihayet yabancılar ve bedevilerden meydana gelen "işçi sınıfı" yer alıyordu. Mekke dışında "Kureyş Arapları" yani tâbi bedevi kabileleri bulunuyordu."
"En önemli tanrılardan üçü Menât, Uzza ve Allat idi ki, sonuncusunu Herodotos zikreder. Bu üç tanrı, genellikle daha yüksek bir tanrıya, Allah'a tâbi bulunuyordu."
Reklam
"Şeyh kabile efkârını belirlemekten ziyade, buna uygun hareket eder, vazife yükleyemez ve ceza veremezdi. Şeyhin “idarecilik" vazifesi emretmekten çok, hakemlik yapmaktı. Şeyh zorlama kudretine sahip olmadığı gibi, makam salâhiyeti, hükümdarlık, kamu cezası vb. kavramları da göçebe Arap toplumunda nefret uyandırırdı. Şeyh kabilenin yaşlıları tarafından "Ehlü'l-beyt" adıyla tanınan tek bir ailenin üyesi arasından seçilirdi."
"Güney Arabistan'ın servet ve bereket ülkesi olduğu hakkındaki efsanevi şöhreti, buradan gelen veya daha uzak ülkelerin mahsulü olduğu halde, bu yolla Akdeniz bölgesine ulaştığından yanlış olarak Güney Arabistan malı sanılan baharat yüzündendi."
"Sabálıların Afrika da geniş sömürgeler meydana getirdikleri ve adını Güneybatı Arabistan kavmi Habasat'tan alan Habeşistan Krallığı'nı kurdukları anlaşılıyor. Etiyopya'nın Arapçadaki adı da Habeşistan'dır."
"Haçlılar devri Batı vakayinamelerinin birçoğunda bu kelime (arap) yalnız Bedeviler için kullanılıp Yakın Doğu'nun Müslüman halk kitlesine "Sarazen" adı verilir."
Reklam
Selçuklular 970 yılına doğru halifelik arazisine girdiler ve kısa süre sonra Müslümanlığı kabul ettiler. Bir müddet sonra İran'ın büyük bir kısmına hakim oldular; 1055'te Tuğrul Beg Büveyhîler’i bozguna uğratıp Irak'ı Selçuklu devletine katarak Bağdad'a girdi. Birkaç yıl içinde Selçuklular Suriye ve Filistin'i zayıflamış olan Fâtımîler'den ve mahallî hakimlerden temizlediler; Arapların başarısızlığa uğradıkları Anadolu'nun büyük bir kısmını Bizanslılar’dan alarak burasını bir Türk ve Müslüman ülkesi haline getirdiler.
Sayfa 198
Abbasîler iktidara dinî bir hareket sonunda geldiler. İktidarlarının dinî görünüşünü ortaya koymaya çalışarak halkın sevgilerini korumağa gayret sarfettiler. Başlangıçta din adamlarını ve fakihleri hoş tutmaları ve en azından halk arasında dinî kaidelere saygı gösterme hususunda ısrar etmeleri dikkati çekmektedir. Bir Arap tarihçisi şöyle demektedir: "Bu hanedan dinî ve dünyevî kudretin birleştirildiği bir siyaset ile dünyayı idare etti; insanların iyileri ve dindarları dinî hislerle, diğerleri ise korku ile onlara itaat ediyordu." Dinî teşkilât, Arap birliğinin parçalanmasıyla açılan gediği kapatıyor ve halkın sosyal ve etnik ayrılıklarını birleştirmeye hizmet ediyordu. Cemiyetin ve saltanatın dinî karakteri üzerindeki ısrar, sık sık ikiyüzlülük ithamlarına yol açmıştır. Bir şâir şöyle diyor: "İnşallah Mervânoğulları'nın zulmü ve adaletsizliği bize geri döner ve Abbâsoğulları'nın hakkaniyetli idaresi cehenneme gider.”
Sayfa 119
"Ömer Selmân'a sordu: Ben hükümdar mı yoksa halife miyim? Selmân şöyle cevap verdi: Eğer Müslüman ülkesinde bir dirhem, yahut az veya çok vergi alırsan ve bunu kanunsuz bir şekilde kullanırsan sen halife değil, hükümdarsın. Ve Ömer ağladı."
Sayfa 91
Birçok eserde nakledilen bir hikâyeye göre Halife Ömer, İskenderiye Kütüphanesini, eğer bu kütüphanede bulunan kitapların verdiği bilgi Kur’ân’da varsa bunlara lüzum olmadığı, Kur’ân’da yoksa dine aykırı olacağı düşüncesiyle tahribini emretmiştir. Modern araştırmalar bu haberin tamamen asılsız olduğunu ortaya koymuştur. Eski tarihçiler, Hıristiyanlar da dahil bu masal hakkında bir imâda bile bulunmazlar; ilk defa XIII. yüzyılda bu olaydan bahsedilmiştir. Zaten büyük Serapeum Kütüphanesi, Müslümanlar Mısır’a gelmeden önce iç karışıklıklar sırasında tahrip edilmişti.
Sayfa 78
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.