En zoru budur hesap vermenin ...
Kişinin kendisine hesap verebilmesidir. Kimseler kaçamaz bir gece yarısı,bir sabaha karşı kendi içinden çıkacak sorgucuların işkenceli sorularından.
Uyandığımda daha karanlıktı. Pencereyi ardına kadar açtım. Yaprak kıpırdamıyordu. Odanın içine gecenin serinliği girdi. Gece de girdi sanki. Nemli, yapışkan bir hava. İlkin hoşa gidiyor, sonra üşütüyor insanı. Karanlıkta bir şey göremedim. Evler uykuda, insanlar uykuda, doğa uykuda...
Kişi, bazen kendinden başka biri gibi oluyor. Yalnızken biz
Yazarın, Karşı Kıyılar Kitabına yaptığım yorumu yineleyebilirim Tarzan Öldü Kitabı için.
İlave olarak şunları eklemek isterim. AKBAL, Bugünden maziye uzanıp geçmişi şu anda da yaşamak istercesine, bir başka ifade ile dünde ki "ben"'i - bugün ki "ben" de dışlayarak yeni kimliğinde algılayıp anılar dünyası içerisinden ifade
Bırakırsın acı anıları, hepsini katarsın eylül rüzgarlarının önüne. Dipdiri, güçlü, en taze, en yeni duygularla dolu çıkarsın ana yola. Bir dolmuş, bir otobüs, bir vapur, gazeteler, kitaplar, yaşam dolar, bütün gerçeğiyle içine...
Anılar canlıdır eylül sabahları Hep de en üzücü olanlar dirilir nedense! Belki bu yağmur havası uygundur anılara dalmaya...Dalmayıp da ne yapacaksın? Gömül onların içine!
İnsanlar geçer tek tük umutsuz, yenilmiş. Hep yaşlıdırlar bunlar. belli bir yaşam çizgisini çekmiş, sonuçları toplamaya girişmişlerdir. Bir de bakmışlardır hiç bir şey elde kalan.
Plaklar çalıyorum Piaf'dan. "Bu aşktır" parçası. "Aşkta gözyaşı gereklidir " diyor. "Gözyaşı dökmeyen aşk nedir bilemez " diyor. "Aşkı bileyim diye sevgilim beni hep ağlatır" diyor. Şarkılar plaklarda, şiirler kitaplarda... Yaşam sokakta...Bir küçük çocuk kapının önünde ağlıyor. Yalnız ağlıyor. Neye ağladığını bilmeden. Annesi geleçek susacak, gülecek.
Yıllar sonra hemen bütün kitaplarımı bir araya toplayabildim. Bir oda dolusu dost. Aldatmacasız, kandırmacasız söyleyeceğini apaçık söyleyen dostlar bunlar. Anlaya bilirsen ne iyi, yoksa boşuna konuşurlar seninle.
Gülmesini bilmeyen insanlarız biz. Gülmesini bilmeyen, öğrenemeyen. Eğlenmesini de , mutluluk duymasını da bilmeyiz. Hiç birimiz bilmeyiz. Büyüğümüzden küçüğümüze dek. Ya kaba kaba kahkahalar atarız, ya da pis pis sırıtırız.