Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tasavvuf Seni Çağırıyor

Ercan Alkan

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Şefik Can
Bizlere hayatınızdan, kitaplarla olan ilişkinizden bahsedebilir misiniz? Efendim, bendeniz Mevlânâ âşığıyım. Çocukluğundan beri Mevlânâ’yı seven bir kimseyim. Mesleğim edebiyat hocalığıdır. Her edebiyat hocası gibi ben de dünya klasikleri ile meşgul oldum, Kendi kendime Fransızca ve İngilizce öğrendim, Babam daha çocuk yaşta Farsça ve Arapça
Sayfa 231 - HayyKitap genişletilmiş 2. Baskı, Şubat 2012Kitabı okudu
Mahmut Erol Kılıç
İslam Medeniyetinin şekillenmesinde kurucu unsur olan tasavvufi öğreti, İslam medeniyetinin çözülme sürecinde ve gerilemesinde ana neden olarak gösterilmektedir. Bu tarz bir yargıya varmak ne tür bir refleksin ürünüdür? ............................. Sorunuza şimdi giriş yapabilirim. İslâm dünyasının "geri” kalmasının ardında sûfiler
Sayfa 26 - HayyKitap genişletilmiş 2. Baskı, Şubat 2012Kitabı okudu
Reklam
Mehmet Dumlu
Sûfi büyüklerin öğretilerinde belirgin olan aşkın ana özellikleri ve âşıkların müptela oldukları hâller nelerdir? Farsça "ışk”tan türeyen aşkın kelime anlamı sarmaşık bitkisidir. Aşk da sarmaşık gibidir. Vücûda girer girmez bütün vücûdu sarar, bütün hücrelere kadar aşk siner ve âşıkı kendine benzetir. Bu bağlamda ârifler aşkı "iksîr-i a'zam” olarak tavsif ederler. İksîr öyle bir maîdir ki, bakıra damlatıldığı zaman bakır altın olur. İnsanın kalbi, bakırdan da katıdır. Aşk iksirinin bir damlası gönle değerse o, bütün vücûdu istila eder, kapsar. Artık âşık, dert çekmeye başlar. Şevki Bey'in bir şarkısı vardır: "Senin cevrin senin zulmünle şâdım Niçin dursun figân-ı şule-zâdım.” Ben senin cevrinden, senin bana zulmünden hoşnudum, şikâyet etmiyorum. Senin cevrin bana mutluluk, şifa getiriyor. Söze Niyâzî ile devam edecek olursak: "Hâr içre biter gülzâr, zâr içre doğar envâr." Sen, dikenlerin içinden gelen gülü gördün mü? Ağlamaklar içinden gelen nûru gördün mü?
Sayfa 73 - HayyKitap genişletilmiş 2. Baskı Şubat 2012Kitabı okudu
Mehmet Dumlu
Dalgaların çokluğu denizi iki yapmaz. Zaten dalga, denizdendir. Rakam olarak saymak doğru değildir. Onu rüzgâr o hâle getirmiştir. Rüzgâr olmazsa denizde dalga olmaz. Hafif eserse, ufak dalga olur. Tayfun ve kasırga büyük dalgalar yapıp şehirleri götürür. Anâsır-ı erbaanın en güçlüsü havadır. Ve hava unsuriyetin sultanıdır. Yâni nefestir. Dışta
Sayfa 66 - HayyKitap, genişletilmiş 2 Baskı Şubat 2012Kitabı okudu
Sunuş
Tasavvufun ne olduğuna, ne olmadığına veya ne olması gerekfiğine ilişkin şimdiye dek sûfiler ya da sûfî olmayanlarca azımsanmayacak derecede sarf-ı kelam edildi. Görünen o ki sarfedilmeye devam da edilecek. Çünkü tasavvuf hâlâ -moda bir tâbirle ifâde edersek- yükselen bir trend olarak varlığını sürdürmektedir. Tasavvufa yönelik ilgideki gerek
Sayfa 9 - HayyKitap genişletilmiş 2. Baskı, Şubat 2012Kitabı okudu
Şefik Can
Mevlânâ Hazret-i Muhammed'in Yolunda Bakın size çok ilginç bir mesele arz edeyim. Gazetelerde okudum, Cambridge Üniversitesi'nde bir târih profesörü İstanbul Üniversitesi'nde kölelik hakkında konferans verecekmiş. Merak ettim? gittim. Kölelere çok acırım. İlyada adlı kitapta anlatılıyor: Bir Anadolu şehri olan Truva zapt edildikten sonra
Sayfa 233 - HayyKitap genişletilmiş 2. Baskı, Şubat 2012Kitabı okudu
Reklam
Ömer Tuğrul İnançer
Şu hâlde din dâiresi içinde tasavvuf geleneğine ne zaman ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır? Bu konuda, "Efendim bunlar târihte sonradan ortaya çıkmıştır", "Tarikatler Hicrî V. yüzyılda kurulmuştur” gibi genel yargılar içeren söylemleri ben kabul etmiyorum. İlk mürşid Hz. Allah, ilk mürîd Hz. Âdem'dir. Tasavvufta mürîdin mânevî yola ilk adımı mürşide biatle ve mürşidin mürîde esmâ telkini ile olur. İlk esmâ telkin edilen kimse ise târihte Hz. Âdem'dir. Bunun benzeri bir diğer yanlış da "Müslümanlık Hz. Muhammed'le başladl” söylemidir. Bu yargı, Kur'ân'ın zâhir ibaresiyle bile çelişiyor. Hz. İbrahim "Ene evvelü'l-müslimîn” buyurmuyor mu? İslâm da keza Hz. Âdem'le başlamıştır. Bütün peygamberler Müslümandır. O peygamberlere tâbi olan bütün ehl-i imân da Müslümandır. Muhammedî şerîat ise Muhammed b. Abdullah (s.a.v.) ile başlamıştır. Muhammedî şerîat başka Müslümanlık ise daha başka bir şeydir. Hazreti Peygamber 40 yaşından evvel Müslüman değil miydi? Ne zina etmiş, ne içki içmişti. Kendisine "emin” denilmişti. Müslümanlık Hz. Âdem'le başladığı gibi dervişlik de Hz. Âdem'le başlamıştır.
Sayfa 56 - HayyKitap genişletilmiş 2. Baskı, Şubat 2012Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.