Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tatar Çölü

Dino Buzzati

Tatar Çölü Gönderileri

Tatar Çölü kitaplarını, Tatar Çölü sözleri ve alıntılarını, Tatar Çölü yazarlarını, Tatar Çölü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
217 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Dino Buzzati'nin Tatar Çölü, 1940 yılında yayımlanır. Dino Buzzati, Tatar Çölü'nün ilham kaynağının Corriere della Sera gazetesindeki işi ve kendisiyle, iş arkadaşlarının monotonluk dolu bu işte büyük bir fırsat bekler gibi harcadıkları zaman olduğunu söyler. Romanın ana kahramanı Giovanni Drogo, bir eylül sabahı ilk atandığı yer olan Bastiani Kalesi'ne gitmek üzere yola çıkar.Drogo yol boyunca yaptığı varoluşsal sorgulamaları, kaleyi görünce geride bırakır, subaylığının ve görevlerinin gerçekliği omuzlarına yüklenir. Drogo kaleye varır varmaz buraya ait olmadığını hisseder.Geri dönme talebini ileten Drogo, kalenin surları ötesinde gördüğü uçsuz bucaksız çölle büyülenir.Dört ay daha burada kalmayı kabul eder. Rutinlerin yıldırıcılığı, dahası yarasızlığı, Drogo'nun potansiyelini kullanamamasına yol açsa da onu görev adamına dönüştürür. Kalenin savaşa her an hazır olma gerekliliği, ansızın çıkıp gelecek düşman beklentisi, yıllarını burada geçirmeyi kabullenmesine neden olur. Çölün ufuk çizgisinde gördükleri karaltıları başlangıçta düşman sansalar da öyle olmadığı kısa sürede anlaşılır. Düşmanı bekleyişle geçen 20 yılın sonunda Drogo, yaşlanır, sağlığını yitirir. Tatar Çölü'nde kullanılan "Kale" insanın kendini bilinçli olarak hapsettiği güvenli alanı sembolize ediyormuş. Drogo'nun içinde bulunduğu kale, sıkıcı da olsa alışkanlığa dönüşerek, tüm yaşamını bir bekleyiş içinde ziyan etmesine, neden olur.Beklemek, hem umut hem umutsuzluk doğurur. İnsanın aklından kolay kolay çıkmayacak, çok düşündürücü bir kitap, Tatar Çölü.
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınları · 199113,2bin okunma
... yıllar ; sonu gözükmeyen sınırsız bir diziye, insanın uğruna biraz sıkılmayı göze alabileceği halen hiç el değmemiş ve görkemli bir hazineye benziyordu.
Reklam
... uzun ve belirsizlik vadeli bir iyilik uğruna güvenli küçük sevinçlerden vazgeçmiş olmasından acı bir tat alıyordu.
O zamana değin, çocukken insana sonsuz gibi görünen bir yolda yılların yavaş yavaş ve hafifçe geçtiği, böylece hiç kimsenin akıp gittiklerinin ayırdına varmadığı bir yolda, hep ilk gençliğinin kaygısıyla ilerlemişti.
Her şey, insanlar, mevsimler, bulutlar, her şey kaçıp gidiyordu…
“Ya her şey bir yanlışlıktan ibaretse?”
Sayfa 331 - (e-kitap)Kitabı okudu
Reklam
İç ses :)
“(Öf, diyordu, bu salağa dostluk gösterisinde bulunmak zorunda kalmam ne büyük işkence)”
Sayfa 316 - (e-kitap)Kitabı okudu
“Birisi acı çektiğinde, acısı sadece kendisine ait oluyor, hiç kimse o acıyı birazcık olsun dindiremiyordu…”
Sayfa 280 - (e-kitap)Kitabı okudu
Kuşlar bile…
“Her şey, insanlar, mevsimler, bulutlar, her şey kaçıp gidiyordu…”
Sayfa 278 - (e-kitap)Kitabı okudu
“Nedeni bilinmeksizin zaman, günleri birbiri ardından yutarak, çok daha hızlı bir biçimde akıp gitmeye başlamıştı. insan şöyle bir çevresine bakana kadar akşam oluyor, güneş ufukta kayboluyor, derken öbür taraftan yeniden belirerek karla kaplı dünyayı aydınlatıyordu…”
Sayfa 268 - (e-kitap)Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.