Sonra adam da ayağa kalktı ve tabağını lavaboya götürüp sofranın geri kalanını topladı. Tenar yiyecekleri kaldırırken adam tabakları yıkadı. Bu, kadının ilgisini çekti. Onu Çakmak'la kıyaslıyordu; ama Çakmak hayatı boyunca bir tek tabak bile yıkamamıştı. Kadın işi. Fakat Ged ile Ogion orada bekar olarak, kadınsız yaşamışlardı; Ged yaşadığı her yerde kadınsız yaşamıştı; o yüzden "kadın işlerini" de kendisi yapıyordu ve bu konuda bir şey düşünmüyordu. Eğer bu konuda düşünmeye, itibarının bir kurulama bezinde asılı kaldığından korkmaya başlarsa, diye düşündü kadın, yazık olur.
Genç adam azap çekmenin ne demek olduğunu öğrendiğini zannediyordu, ama tekrar tekrar öğrenecekti bunu, bütün yaşamı boyunca; hiçbirini de unutmayacaktı.
Gençlik veya yaş dediğin nedir? Ben bilmiyorum. Bazen yüz yıldır yaşıyormuşum gibi hissediyorum kendimi; bazen yaşamımın, duvardaki bir çatlaktan görülen, uçan bir kırlangıç gibi olduğunu hissediyorum.
Yerdeniz serisinin dördüncü kitabında, başbüyücü Çevik Atmaca Ged’in gücünü kaybetmiş bir kişi olarak yaşamayı öğrenmesi, Atuan mezarları sonrası yeni bir hayat kuran Tenar’ın hayatındaki kayıpları ile başa çıkmaya çalışması ve Tener’ın ölümden kurtararak kızı gibi baktığı Therru’nun kendini tanıma çabası anlatılıyor.
Hikaye Tenar'ın bakış açısıyla ve iç sesiyle anlatılıyor. Tenar hayatımızın şiddet içinde, kötülükle iç içeyken bile seçimlerle dolu olduğunu, bize yaralılardan, kaybedenlerden olmakta umut etmeye devam edilmesi gerektiğini, sevgini gücüyle insanların iyileşebildiğini gösteriyor.
Ursula K. Le Guin bu kitapta diğer kitaplarında da olduğu gibi "tipik" kahramanlara odaklanmak yerine, gücü olmayanların (sihir yapamayanlara, kılıçları olmayanlara, kadınlara, çocuklara, yoksullara, yaşlılara, güçsüzlere) bakış açısıyla öyküyü anlatıyor.
Mutlaka okuyun.
TehanuUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 20172,114 okunma