Genç kadını planlı bir şekilde baştan çıkardığından beri, günlerdir onu düşünüyordu. Onu düşünmek istemiyordu; gülüşünü, gözlerini, tutkusunu ve birileriyle, özellikle de kendisiyle vals yapışını hayal etmek istemiyordu. Ama o, karanlık, tehlikeli bir limandaki parlak fener gibiydi. Onun fiziksel varlığını görmezden gelmesi mümkün değildi ve anlaşılan, en özel düşüncelerinde bile onu yok sayması imkânsızdı.