İçindeki bir nebzecik ümit onun zayıf noktasıydı, önündeki ıhlamur yaprağıydı, ne söylemek istediğimi umarım anlıyorsun. Bu bölgeye bir ok saplanabilirdi. Urban doğru zamanda tüm ümitlerini öldürmeyi ihmal etti.
Hayat, yaşamaktan bıkanı ve yaşamdan yorulanı o affedikemeyecek uyuşukluğundan çekip çıkarmak, yeniden doğru yolu bulması ve neden dünyada olduğunu hatırlaması için onu iyileştirici bir korkuyla hayata geri döndürmek amacıyla ölümü bir çare olarak kullanıyor.
"Gerçek tarihte ileri doğru atılmış adımların bir fonksiyonudur. Geri kalan her şey duyguların değersiz eserleridir." Acaba bu sözleriyle amacın aracı kurtardığını mı anlatmak istiyordu?
Duymak istemeyen kişi hissetmek zorundadır, büyük annemin lafları. Hissedemeyen kişi daha kötü yaralanır. Ve kendi etini yeterince derin kesemeyen, kesmeye cesaret edemeyen kişi, başka birisinin bunu kendisi yerine yapmasını bahane gösterir.
İyi duyduğu en medeni kelimeydi. Tüm medeni şiirlerde insan asil, yardımsever ve iyi oluyordu, fakir insanların deyişlerinde ise iyi kelimesi insan olmayan- insanüstü bir düzeye tırmanıyordu.
Susuyorum. Derin bir karmaşanın içine düşüyorum, zaman düzlemleri korkunç bir şekilde ite kaka birbirlerini geçmeye çalışıyorlar, peki ama korkunç olan ne?