Istırabının kuruntuyla beslendiğini artık anlamıştı. O, kendinden başka hiç kimse için bir varlık, bir tecrübe, kuvvetli bir duygu, duyulardan meydana gelmiş bir yapı değildi. Bütün insanoğlu için gelip geçici bir düşünceydi. Gece gündüz kendini harap etmesi, insanların gözünde "kendini mutsuz ettiği" anlamına geliyordu.
Sayfa 140