Timur, Ganj kenarındaki mabetlerden birini seyrederken bu düşüncesini çıplak sihirbaza anlattı:
"Kara oğlan!" dedi "mabet dediğiniz şu viraneye ve adını tanrı koyduğunuz şu resimlere bak. Kendilerine birer peştemal bile örtmemişsiniz, rezil edip bırakmışsınız. Taştan Allah olmaz. Allah böyle pis yerde oturmaz! Haydi alıklık edip bu suçu işliyorsunuz. Bari tanrılarınızı örtünüz, hava- sızlıktan kurtarınız!"
"Örtü fanilere yakışır, tanrılar oldukları gibi görünür."
"Hay dilin kurusun."
Bana söversen iyisin. Çünkü dövmüyorsun. Döversen yine iyisin. Çünkü öldürmüyorsun.Öldürürsen yine iyisin.Çünkü beni fanilikten kurtarıyorsun.Kör olmayan göz için görmek ne ise fani için de ölüm odur, o kadar tabiidir.Düşün ki Tanrılar bile mahvolur.Mahvolmayan 'ezeli sebep'tir. O,yıkar ve yapar!
Kumandanlar, tarhanlar ve emri altına girmiş hükümdarlar, kendisini "Ulu Hakan" diye anmakla beraber o, ancak emir ve bey lakabını taşırdı. Hanlığın Cengiz soyundan ve Çağatayoğulları'ndan Mahmut'a ait olduğunu resmen ilan etmişti.