Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Topaç Gönderileri

En Eski Topaç kitaplarını, en eski Topaç sözleri ve alıntılarını, en eski Topaç yazarlarını, en eski Topaç yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Çok eski bir hikaye var, nereden hatırladığımı bilmediğim: Çok aç bir insan grubunu iki kümeye bölerek ayrı ayrı odalara koyuyorlar. Her iki odada da ortaya karavan getiriyorlar, içinde de çok lezzetli bir çorba var. ancak ellerinde kaşıklar öylesine uzun ki -kol boylarından bile daha uzun- insanlar yemeğe uzanmak için her türlü ağızlarına getiremiyorlar. Birinci odadakilerin hepsi mutsuz ve aç. yan odadakiler ise hepsi mutlu ve tok, çünkü herkes birbirini beslemekte."
"Önce avucuma sırayla ve üst üste kırmızı, mavi, sarı, yeşil suluboyalarla hayat çizgimi çiziyorum. Avucumu kapatıyorum; hepsi kaos. Sonuçta hepsi birleşti ve çıkan renk, siyah! Kocaman bulanık bir siyahlık..."
Reklam
"Önce avucuma sırayla ve üst üste kırmızı, mavi, sarı, yeşil suluboyalarla hayat çizgimi çiziyorum. Avucumu kapatıyorum; hepsi kaos. Sonuçta hepsi birleşti ve çıkan renk, siyah! Kocaman bulanık bir siyahlık..."
284 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Etkileyici bir distopya. Gerçekten de distopik dehşet verici bir portre çizmiş başarılı, sürükleyici bir roman. Okumadıysanız okumanızı tavsiye ederim.
Topaç
TopaçGülayşe Koçak · Kanat Kitap · 200437 okunma
"Beyaz kâseye su koyuyorum. Hem sağ hem de sol elimle fırçayı tutarak siyah suluboyaya buluyor, sonra kâsedeki suya batırıyorum; su kararıyor. Özel tüp boyalarımın arasından floresan renkli sarıyı seçiyorum. Tüpün kapağını açıp, baş aşağı çevirip, durgun kara suyun içinde kocaman bir öbek cart sarı boya sıkıyorum. Siyahın ortasındaki sarı gözümü alıyor, aynen flaşların aldığı gibi; su allak bullak oluyor, dinginliğini yitiriyor. Kara suların âni tedirginliğinden ötürü garip bir memnunluk, hatta zevk duyuyorum..."
Şu halleri ne gülünç... Duruşlarındaki şu düzenlilik... Şu eski doğa filmlerinden bildiğim, hesaplı aralıklarla tarlalara ekilmiş gerçek, canlı bitkilerden ne farkları var? Plastik insanlar.
Reklam
Sonsuz hissizliğe kucak açarken acının gözünün içine bakabildin mi?
Kaçış olarak sığınılan bir ölüm, anlamlı olabilir mi?
Bellek jimlastikleri, belleği geliştirme yöntemleri hakkında onca araştırma, çalışma ve kitap vardır da, bellekten anı silme yöntemlerini geliştirmeyi niçin akıl etmezler? Ama tabi; her şey öyle, istek üzerine bir parmak şıklatışta kolayca unutulabilse, insanların üzerinde nasıl hakimiyet kuracaksın? Gerçek, yalnızca içinde yaşanan andan ibaret olsaydı, hatta yaşana şu sinema şeridi, hiçbir devamlılık sunmadan, anbean film karelerine bölünerek anbean yaşanıp, o an uçup gitse; hayat, geçmiş ve gelecekle ilgili hiçbir düşüncenin yer almadığı, şimdi, şimdiden ibaret tatlı bir umursamazlık süreci haline gelse, kim kime şiddet uygulayabilir? hangi işkencenin anlamı kalır ki? İnsanı asıl yıldıran; bu korkunç devamlılık, hayatın bu bitmek tükenmek bilmeyen uzunluğu; yaşadığın sürece unutamamak, unutamamak, unutamamak değil mi?
"Sevişmek"miş! söyleyin işte, şunun adını! Baka ben de kibarlaşmışım anlaşılan, o en yasak kelimeyi dile getirmekte zorlanır olmuştum. Hadi, "sevişmek"le idare edelim diyeceğim ama, göz göre göre gerçekleri bu kadar saptırmak olur mu? eylemlerin en dehşet vericisine, en sapıkçasına, en şiddet dolu olanına nasıl, nasıl alay eder gibi "sevişmek" diye ad takarlar?
109 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.