Türk Halkları Tarihine Giriş kitaplarını, Türk Halkları Tarihine Giriş sözleri ve alıntılarını, Türk Halkları Tarihine Giriş yazarlarını, Türk Halkları Tarihine Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Pek çok ülke ve kültürle teması sırasında Soğd tüccar kopuntusu, Frye’ın ‘tüccar laikliği’ diye adlandırdığı tutumu ve değişik dinlere müsamahayı geliştirdiler.
Son zamanlarda Doerfer, gerçekte sadece yedi Türk dili olduğunu belirtti: Çuvaşça, Halaçça, Sahaca (Yakut), Güney Sibirce, Kıpçakça, Uygurca ve Oğuzca. Başka her şey bu dillerden biri veya öbürünün şive veya ağzıdır.
Göçebe devletlerin siyasi bağları çözüldüğü zaman, kurucu üyeleri çoğunlukla karmaşık veya geleneksel erken devlet toplumunun daha az gelişmiş bir çeşidine, hatta geleneksel devletsiz toplum biçimine geri döner. Göçebe toplum için devlet doğal, hatta gerekli bir şart bile değildi.
'İlkel'den 'ileri karmaşık' topluma geçiş insanın sosyo-politik evriminde temel bir dönüm noktası olmuştur. Ortaçağ Avrasya'sındaki Türklerin göçebe devlet teşekkülleri en iyi, 'geleneksel devletsiz' ve 'geleneksel erken devletli' toplum tabirleriyle karşılayabileceğimiz, 'ilkel' ve 'ileri karmaşık' örgütlenme biçimi dereceleri arasında hareket eden yapılar şeklinde betimlenebilir.
İlk Türk kavimlerinin ortaya çıkışından çağdaş Türk kavimlerinin teşekkül etmesinin politik, sosyal, dilsel ve kültürel yönden incelendiği bir başucu kitabı olarak kabul edilebilir. Peter Golden müthiş bir kitapla okuyanını etkileyecektir.
Peter B. Golden bir Amerikalı tarihçi ve dil bilimcidir. Eski Türkler konusunda uzman olan Golden birçok dil bilmesi sebebi ile birinci el kaynakları değerlendirme imkanına sahip olmuştur. Çeşitli Türk ve Slav dillerinin yanında Almanca, Fransızca, Arapça, Farsça, Yunanca, Latince, Macarca ve Gürcüce de bilen Golden bir dilbilimci olduğu için bu dillerin yapısı ve oluşumu hakkında da oldukça geniş bilgi sahibidir. Bu kitapta Peter Golden tarihsel ve dilsel kanıtlara dayanarak Türk tarihinin ana hatlarını büyük ustalıkla özetlemiştir.
“Dördüncü çeşit Türk devleti farklı bir yapısal olgu idi. Boy unsuru yoktu. Bunun yerine, Türk olmayan/Türkleşmemiş bir bölgeye aşılanmış, kölemen birliklere dayalı bir askeri diktatörlük vardı.”