Türk Milliyetçiliği ve Ülkücülük

Oğuzhan Cengiz

Türk Milliyetçiliği ve Ülkücülük Hakkında

Türk Milliyetçiliği ve Ülkücülük konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
9/10
3 Kişi
5
Okunma
3
Beğeni
427
Görüntülenme

Hakkında

Türkler, hep saldırıya uğramışlardır. Bu da Türklerin gücünden korkulduğunu gösterir. Avrupalıların şuuraltında Türkleri Anadolu topraklarından sürülüp çıkarılması yatar. Bunun adı “Şark Meselesi”dir. Şu tez hep işlenmiştir: Avrupalılar Türkler derken Müslümanları kastediyor. Hayır, Müslümanları kastetmiyorlar, Türkleri kastediyorlar. Avrupalının Araplar üzerine sözlerine niçin rastlamıyoruz? Hıristiyan Batı’nın tahammül edemediği unsur, Müslüman Türklerdir. Türk olmayan Müslümanlarla ve Müslüman olmayan Türklerle problemleri yoktur. Musevî ve Hıristiyan Türklerle ve Araplar ile gayri Türk Müslümanlarla dostturlar. Araplar da Müslüman olarak kurmuşlardır. Arapların, İspanya’nın birçok devlet ve beylikler kurduğu unutulmuştur. Özellikle Balkan halkları Türkler vasıtasıyla Müslüman oldukları için onlar “Türk” görülmüşlerdir. Ama Türklere düşmanlık Müslüman oldukları için değildir. Maalesef Türkler arasında da Müslümanlık ve Türklük karşı karşıya getirilmek istenmiştir. Türk müsün Müslüman mı sorusu icat edilerek, bâzı Müslümanlara ‘Türk’üm demenin günah olduğu fikri aşılanmaya çalışılmıştır. Dünyada milliyetler var. Milliyetin varlığı da Kur’ân-ı Kerîm’in buyruğudur. Hucurât suresinin 11. ve 12. Ve 13. âyetlerini okuyalım: “Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.” (Hucurât, 49/11) “Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir. (Hucurât, 49/12) “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.” (Hucurât: 49/13) Türkler hiçbir zaman ırkçılık gütmemişler, bütün unsurları kendi içinde bütünlemişlerdir. Kitabımızda Türk milliyetçiliği ve Ülkücülük, Türklük ve İslâmlık konuları ayrıntılı ele alınmakta, yanlış fikirler bir bir sergilenmektedir. Kendini inkârın aslında kimlerin oyunu olduğu gösterilmektedir. Kitabın sonunda, eserde geçen isimlerin hayat hikâyelerini verdik ve bazı kavramları açıkladık. Meselelerin bu derinlikte ilk defa ele alındığı bir kitap yayınladığımızı düşünüyoruz. Kitabımızda, zihninizdeki pek çok soruya cevap bulacağınızı umuyoruz.
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 39 dk.Sayfa Sayısı: 305Basım Tarihi: Eylül 2018Yayınevi: Bilgeoğuz Yayınları
ISBN: 9786052019443Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Oğuzhan Cengiz
Oğuzhan CengizYazar · 24 kitap
19 Mayıs 1959 tarihinde İstanbul’da doğdu. Ailesi Artvin’den göçtü. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da gördü. Üniversite yıllarında, 12 Eylül 1980 Darbesi öncesi, siyasî mücadelelerde aktif olarak yer aldı; İstanbul Ülkü Ocakları Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundu. 1978 yılında girdiği hapisten 1990’da çıktı. Sağmalcılar, Maltepe Askeri Cezaevi, Paşakapısı, Edirne, Malatya ve Sakarya'da hapis yattı. Hapisten çıkınca Sakarya'da Serdivan Anadolu Lisesinin kantinini işletti. 1991'de İzmit-Gebze'de kullanılmış ev eşyaları ticareti yapan bir şirket kurdu. 1993’te büro mobilyaları işine girdi. 1998’de iflas etti. 1999’da Çin Halk Cumhuriyetine iş gezisine çıktı, Çin’den havaî fişek ithaline başladı. İşini ortağına devrettikten sonra, 2002’de, gazeteci Arslan Tekin’le haftalık Türk Haber gazetesini çıkardı. 25. sayısından itibaren gazetenin genel yayın müdürlüğünü üstlendi. 56. sayıda gazete kapandıktan sonra Bilgeoğuz Yayınlarını kurdu. Bilgeoğuz Yayınları çatısı altında Fosil ve Bilgecan adlarıyla da kitaplar yayınlamaya başladı. Hapishane günlüklerini yayınladı, biyografik çalışmalar yaptı.