Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkçe "Off"

Feyza Hepçilingirler

Türkçe "Off" Gönderileri

Türkçe "Off" kitaplarını, Türkçe "Off" sözleri ve alıntılarını, Türkçe "Off" yazarlarını, Türkçe "Off" yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Anlatım Bozuklukları
Biz mecbur muyuz her seferinde söylediklerinin değil de söylemek istediklerinin ne olduğunu düşünmeye?
Reklam
Dili doğru dürüst kullanamayan insanın, doğru, mantıklı, kapsamlı düşündüğüne inanıyorsanız bu inancınızdan hemen vazgeçin. Ne kadar konuşuyor, ne kadar yazıyor, nasıl anlatıyorsa o kadardır o insan, daha fazla değil. Düşünmeyi de biçimlendiren dildir çünkü. Hiç kimse dil olmadan düşünemez. Türkler anadillerini pek sevmez. Düşünmeyi de sevmez zaten.
Sayfa 43
232 syf.
8/10 puan verdi
Yazar Feyza Hepçilingirler’i bu kitapla tanıdım. Kendisi bir Türkolog. Bu kitabını 1997 yılında yayımlamış. O döneme dek ve özellikle de o dönemlerden sonra hızla Türkçede kendini göstermeye başlayan birtakım abuk sabuklukları ve Türk dili için olumsuz olan pek çok şeyi kitabına not edip tartıp değerlendirerek eleştirmiş. Neleri neleri
Türkçe "Off"
Türkçe "Off"Feyza Hepçilingirler · Remzi Kitabevi · 2000702 okunma
Gençlerin “anlatabilmek” için ne sıkıntılar çektiğini görmek içimi acıtıyor. “Eğer, şayet…” diye söze başlayan bir gencin an­latma sıkıntısı yok mu? “Fakat, ama, yani…” diye kıvranan bir gencin? Özellikle şu “yani” sözcüğü… Her kullanımında bilin ki konuşan, meramını anlatabilmek için kıvranıyor, yardım isti­yor. “Yani, yani” deyip dile getiremediği o şeyin, varsa bir adı, onu bulmaya çalışıyor.
Sayfa 227 - Remzi Kitabevi
Bunu, yani in­sanların kendileriyle alay edilmesinden hoşlandıkları gerçeğini kabul etmek ağrıma gidiyor.
Sayfa 217 - Remzi Kitabevi
Reklam
Beterin beteri varmış. Şimdiki Toktikçi oksijen israflarına ne demeli?
Bir arsızlıktır gidiyor. Ün uğruna insanlar onurlarının çiğ­nenmesine aldırış etmiyorlar, üstelik bunu kimi zaman televiz­yonda birkaç dakikalığına görünmek ya da yalnızca sesini du­yurmak için bile rahatlıkla göze alabiliyorlar.
Sayfa 217 - Remzi Kitabevi ﴾*1997﴿
Arapçanın, Farsçanın etkisine girmeden önceki Türkçede ka­dın adları, Dede Korkut Öykülerindeki “Gökçe Çiçek”ler falan geliyor aklıma. Bunlar daha sonra yerini Arapçanın “ism-i mü­ennes”lerine bırakmıştır. Erkek adı Remzi, kadın adı Remziye; Necmi, Necmiye; Feyzi, Feyziye. Kadının, erkeğin kuyruğuna takılmasının, onun (kaç adımsa) gerisinden gitmesinin arkasın­da, dille birlikte gelen bu yaşam görüşü yok mu?
Sayfa 211 - Remzi Kitabevi
Oysaki Türkçe konuşun, çok konuşun.
En az sözcükle meramımızı anlatma takıntımız olmasa bu bula­nıklıklar ortaya hiç çıkmaz zaten.
Sayfa 210 - Remzi Kitabevi
DoyaJackson, Manghall, Chantacı, MYdanoz, KanatCHI, NişantaShe
Yabancıya sevimli görünme çabası, tam da bu noktada gülünç sonuçlar doğuruyor. Bütün bunlar, turiste ken­disini evindeymiş gibi hissettirmek için yapılıyormuş. Canım, o turist kendisini çok da evinde gibi hissetmek istiyorsa hiç çık­mazdı evinden zaten. Acaba, bu ülkenin kültürünün “raki” ve “shish khebab”tan ibaret olup olmadığını da merak ediyor ola­bilir mi? Bilmem ki?!…
Sayfa 197 - Remzi Kitabevi
394 öğeden 251 ile 260 arasındakiler gösteriliyor.