Türkiye Müslümanlığı, bu zor günleri, ne IX.-XVI. yüzyıllarda yazılmış fıkıh ve tasavvuf eserleriyle, ne Ortadoğu'nun antik mitolojik kültlerine dayanan halk İslâm'ıyla, ne de kendi tarihsel şartlarının ve gerçek anlamda İslâm'ın ürünü olmayan, ama İslâmî kavramlar içine oturtularak sloganlaştırılmış siyaset ideolojileriyle kesinlikle atlatamayacağını bilmek durumundadır.