Yaklaşım, Yöntem ve Yorum Denemeleri

Türkler, Türkiye ve İslam

Ahmet Yaşar Ocak

En Beğenilen Türkler, Türkiye ve İslam Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Türkler, Türkiye ve İslam sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Türkler, Türkiye ve İslam kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslam alemi yeni çağların başından beri sürekli gelişen ve değişen muharref bir dinin mensubu Batı’nın her alanda elde ettiği üstünlük karşısında hak dinin mümini olduğuna ve parlak geçmişinin yüceliğine yürekten inanmış ama sebebini henüz tam kavrayamadığı halde kavradığını zannettiği geri kalmışlığın kompleksini biraz acıyla biraz gizli bir kıskançlıkla biraz da günün birinde yeniden parlak bir geleceğe kavuşacağı ümidiyle karışık yaşamaktadır. Bu dünyanın bir parçası da yaklaşık onuncu yüzyıldan beri büyük çoğunluğuyla Türklerdir. Türkiye bugün 1000 şu kadar yıl önce kabul ettiği İslam’ı böyle bir parçası olduğu İslam dünyasını ve kültürünü yeniden ciddi bir değerlendirmeye tabiî tutma noktasında tarihin dayatmasıyla karşı karşıya gelmiş bulunuyor.
Sayfa 141 - İletişimKitabı okudu
Burada kastettiğimiz bilgilenme, stratejik ve uluslararası ilişkiler çerçevesindeki bilgilenme değildir. Bu , son on onbeş yıldan biri kurulan çeşitli kurumlarca çok az yaratılabilmektedir. Bizim kastettiğimiz bilgilenme veya bilgi birikimi, akademik çerçevedeki bilgi birikimi olup bunu sağlayacak olan, hiç şüphesiz üniversitelerin sosyal bilim fakülte ve bölümleridir. Ama ne yazık ki bunlar, resmi ideolojinin gölgesinden çıkıp bu tür ciddi faaliyetlerle uğraşmıyorlar.
Reklam
Kısaca Türkiye’de kabaca söylemek gerekirse biri kimliğini tarihinden inancından geleneksel değerlerinden kısaca kendi kültüründen aldığı özelliklerle belirleyen, diğeri bunların yerine Batı’nın kültür değerlerine sahip çıkan başka bir kimliği sahiplenmeye çalışan iki kesim yaşamaktadır. Cumhuriyeti kuranların Osmanlı döneminde İslam’ın kişi üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılmasına duydukları tepki sonucu İslam’ı yalnızca bir vicdan meselesi olarak görmelerinin yanlışlığını işaret eden Şerif Mardin bunun sonucunda oluşturulan radikal laiklik anlayışının toplumda yarattığı boşlukları Kemalizmin dolduramadığına dikkati çekmekte ve haklı olarak bu tutumun doğurduğu tepkinin Türkiye’de iki ulus yaratma tehlikesine kapı açtığını vurgulamaktadır.
Sayfa 144Kitabı okudu
İslam ile İslam'ın tarihinin, İslam ile, İslam devletinin farklı şeyler olduğunu, birincisinin bir din, ikincilerin ise ona mensup insanların, dolayısıyla tarihin yarattığı olgular olduğunu unutmamak, İslam ile tarihini, İslam ile Devleti ve dolayısıyla siyasete özleştirmenin en büyük yanlış olduğunu bilmektir.
Laikliği korumanın yolu, mevcut laiklik siyasetinin halk çoğunluğunda yarattığı tepkiyi kullanarak iktidara gelen siyasi partileri hukuk ve demokrasi dışı yöntemlerle iktidardan uzaklaştırmaktan ziyade, bu tür partilerin ortaya çıkış ve hatırı sayılır bir kalabalığı arkasına takış nedenlerini anlamaya ve sağ partilerin niçin “dini siyasete âlet etme” yoluna saptıkları sorusunun cevabını aramaya yönelmektir. Bu konuda ciddi bilimsel araştırmaları devreye sokmak için Türkiye oldukça geç kalmış olmakla beraber, böyle bir yola şimdi dahi olsa mutlaka girme zarureti de ortadan kalkmış değildir.
Sayfa 122Kitabı okudu
Türkiye'de laik milliyetçi devlet ve Batıcı aydın elit ile Müslüman büyük çoğunluk arasında, aslında Osmanlı Imparatorluğu'nun son dönemlerinde ortaya çıkmaya başlayan antipati, cumhuriyet döneminde daha da belirginleşmiş, güçlenmiş, hatta bilenmiş, üstü örtülü, karşılıklı ve gizli bir münaferete dönüşmüştür
Reklam
194 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.