Öne Çıkan Üç Gine kitaplarını, öne çıkan Üç Gine sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Üç Gine yazarlarını, öne çıkan Üç Gine yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Sınavları geçebilen beyinler yaratıcı beyinler, sorumluluk alabilen ve daha yüksek ücretler kazanabilen beyinler değildi. Bu beyinler, pratik, detaycı ve bir üstün emri altında rutin iş yapmaya uygun beyinlerdi."
Eğitiminiz sadece kitaplardan elde edilen bilgilere dayanmamaktadır; oyunlar vücudunuzu eğitti; arkadaşlarınız size kitaplardan ya da oyunlardan daha fazla şey öğretti. Arkadaşlarınızla yaptığınız sohbetler, görüşünüzü genişletti ve zihninizi zenginleştirdi.
Her ne pahasına olursa olsun dinginlik! Alçaklığa ve rezalete katlanın ama asla silahlara başvurmayın. Zorbalık görün, hakarete uğrayın, cinayete kurban gidin ama asla öldürmeyin...
"[...] para için vücudu satmak ne kadar yanlışsa para için aklı satmak daha da yanlıştır; çünkü insanların söylediği gibi akıl bedenden daha soyludur."
“Korkunun kaynağıyla ilgili yaptığımız sorgulamanın bizi getirdiği sonuç budur. Küçük, önemsiz ve özel olan, savaşı önlemenize yardımcı olmamızı istemenize neden olan toplumsal korkuyla birleştirmektir. Aksi halde, tekrar o resme bakmazdık. Bu resim, mektubun başında aynı duyguları— siz bu duygulara “korku ve nefret” demiştiniz; biz de korku ve
Gine ne mi?
“İngiltere’nin 1663’te tedavüle soktuğu altın para. Adını Batı Afrika’daki Gine’den gelen altınlarla yapılmasından alan para yaklaşık olarak 21 şiline tekabül ediyordu. Para 1816’da tedavülden çıkarıldıktan sonra aristokrat çevrelerde sanat, at yarışı, mülk alımı gibi konularda kullanılmaya devam etti.”
Eğitimli bir adam olarak
Yaşamınızı devam ettirecek paranız olduğuna göre, ille de 'rahat' veya 'şık' değilse de sessiz ve kendinize ait olduğunu, bilinirlikten ve bunun zehirden korunabileceğiniz bu odada yersiz satışlarını etkileme ve aşırı kibirliliklerini zedelenme korkusu olmadan sanatçılara resimler, müzik kitaplar hakkındaki gerçekleri
-hatta bu hizmet için ufak bir ücret alarak- anlatabileceğinizi düşünün.
Eğer bir kadının, ev işlerinden ücret almadığı için kocasının gelirinin yarısı üzerinde manevi bir hakkı varsa, kocasının olduğu kadar kendisinin de istediği amaç için harcayabilecek kadar parası olması gerek.
"Akılları evlilik umuduyla eğitilmişti. Evlilik umuduyla piyanoyu tıngırdatıyordu; ama bir orkestraya katılmasına izin yoktu. Masum ev manzaraları resmederdi; ama bir nü resim yapmasına izin yoktu; şu kitabı okuyabilirdi; ama o kitabı okumasına, etkilenmesine, konuşmasına izin yoktu. Evlilik umuduyla bedeni eğitildi; kendisine bir hizmetçi tahsis edildi; caddeler kendisine kapanmıştı; tarlalar kendisine kapalıydı; yalnızlık ondan esirgenmişti - bedenini kocası için el sürülmemiş olarak saklamak adına tüm bunlar ona zorla yaptırılmıştı. Kısacası, evlilik düşüncesi, ne söylediğini, ne düşündüğünü ve ne yaptığını etkiliyordu. Başka türlü nasıl olabilirdi ki? Bu kızlar için mevcut tek meslek evlilikti."