Para kazanmanın tek yolunun İstanbul’a gitmek olarak görüldüğü yıllarda annesi ile birlikte köyde fakir bir hayat yaşayan Durmuş, öküzlerinden biri de ölünce İstanbul’a giden Durmuş’un elinde bir zanaatı olmadığı için Durmuş uşak olarak çalışmaya karar verir. Arkadaşları ona Edirnekapı’da oturan Müstakim Efendi’nin uşak aradığını söylerler. Edirnekapı’ya giden Durmuş, Müstakim Efendi ile görüşür. Fakat Müstakim Efendi ona sadece senelik bir kuruş verebileceğini ve paradan da değerli olan her seneye bir nasihat vereceğini söyler. Durmuş kabul etmez ve Müstakim Efendi’nin yanından ayrılır.
Yolda nasihati merak eder ve geri döner. Bir sene boyunca Müstakim Efendi’nin her işini görür. Bir yılın sonunda Müstakim Efendi onu çağırır ve bir kuruşunu Durmuş’a vererek ona, “Yolunu izini bilmediğin yere gitme.” nasihatini verir.
İkinci sene çalışan Durmuş yine yıl sonunda bir kuruşunu alır. Müstakim Efendi ona ikinci nasihatini söyler: "Emanete ihanet etme.”
Son olarak (üçüncü senenin sonunda) efendisi bir kuruşla beraber ona, “Karını kendisi olmadan başka bir yere yatıya gönderme.” diye üçüncü nasihatini söyler. Ayrıca memlekete dönmeden önce yanına uğramasını ister çünkü annesine hediye gönderecektir. Müstakim Efendi annesine iki somun ekmek gönderir.
Daha sonra Durmuş bu nasihatleri dinler. Başından geçenleri burada anlatarak hikayenin sürprizini kaçırmak istemem.
Keyifle okunacak bir eser.