En Eski Üç Noktanın Söylediği Sözleri ve Alıntıları
En Eski Üç Noktanın Söylediği sözleri ve alıntılarını, en eski Üç Noktanın Söylediği kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O, bunu biliyordu. Askere giderken eşiyle son kere yalnız kaldığında demişti ki, “Eve gönderdiğim her mektubun sonuna üç tane nokta koyacağım; üç tane nokta… O üç nokta senin içindir, anladın değil mi?“
Bu kitap, ana dilimiz, sevgilimiz ve dar-ı dünyada bizi ifade edebilecek tek ifade vasıtası olan Türkçe'nin güzelliğine sunulmuştur. Onu tarihi devamlılığı içinde bir bütün olarak anlıyor ve o haliyle kutsuyorum.
Bu anlamda, sunuşun ve yazıların ihtiva ettiği bütün anlamı,
beni Türkçe'yle tanıştıran güzel insanlara: Öğretmenlerime, hocalarıma, bütün Osmanlı şairlerine, okuduğum bütün Türk
yazarlarına, benimle aynı hassasiyeti paylaşan dostlarıma ve
harcımda emeği bulunan herkese tâzim ve şükranla takdim ederim.
Muhalefet güzel şeydir: Böylece farklılığınızın altını çizmek imkanı bulur, onaylayan ve sessiz kalan çoğunluğun dışında ferdiyetinizi işaret edersiniz.
Ziya Gökalp merhum, 'şiir devrinden şuur devrine geçemedik' diye yakınalıberi yetmiş sene geçti; hala şiir devrinden kurtulabilmiş sayılmayız.
...
Şiir aleyhtarı değilim ve vaktiyle şiire tövbe ettirilmişsem de yüreğimin bir köşeciğinde eli kolu bağlanmış bir biçare şair tepinip durmaktadır. Şiirin ve bittabii şairlerin aleyhinde kıyam edişimin esas sebebi, deveran eden şiirlerin benim zevk-i selimime hitap etmeyişidir. Şiir zevkim, 'divan' keyfinde uyuyakalmıştır...
Sıradan bir aşk romanının sayfaları arasında unutulmuş kıytırık bir takvim yaprağının bile, onu oracığa iliştiren insandan daha fazla yaşadığını hatırladıkça eşyanın her çeşidine buğz edesim geliyor.
Çevre problemi kaybedilmiş bir dâvâdır! Çevrecilerin, iktisatçıların, politikacıların ve tabiat âlimlerinin gayretleri boşuna. Binlerce yıldan beri Alâaddin'in lambasını kurcalayarak dışarıya çıkarıp emrimize râm olmasını istediğimiz cin artık bize
hükmediyor: Teknoloji ve kitlevî üretim. Şimdi tabiat hışmına ve intikamına uğramadayız. Siyasilerimiz ve teknotratlarımız insanlığın yeni efendisine durup dinlenmeksizin arz-ı ubûdiyet ederken çevrecilerin ümitsiz çabaları insana burkuntu veriyor.
(...)
Tarih insanın mutsuzluğunun hikayesidir ve oldukça da tatsızdır: Başka türlü olması da beklenemezdi! Cennetten kovulan Âdem, yeryüzünde çıplaklığının farkına vardı ve örtünmek gereğini
duydu. İncir ağacından kopardığı yaprakla birlikte insanın tabiatı istismarı da başlamış oldu.