Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Üç'ün Çekilişi Yorumları ve İncelemeleri
Üç'ün Çekilişi yorumları ve incelemelerini, Üç'ün Çekilişi kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Üç'ün Çekilişi puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu kitabı okurken araya neler girmedi ki.. Ölüm, tatil, yolculuklar... Çok uzun süre süründ güzelim kitap elimde. Serinin ilk kitabını sevmemiştim, uzun betimlemeler den dolayı ama ikincisi çok iyiydi. Silahşorun kendine yoldaş toplama şekli çok değişik ve etkileyiciydi. Özellikle tam bir kötü karakter olan cadıya sinir oldum. Ama sonunda karakteri oturdu. Okumanızı tavsiye ederim.
479 syf.
10/10 puan verdi
Roland Deschain serinin ikinci kitabında tam anlamıyla kendini gösteriyor. Orta dünyadan, dünyaya açılan kapı ile Roland'ın dünyası baya bir değişiyor. Kendine yeni arkadaşlar ediniyor ama ne edinme...
İlk kitabında Jake ile yolları kesişen Silahsör bu defa baya bir heyecanın içinde kendini bulacak. Kitap başlar başlamaz Roland sahilde uyanıyor ve üstüne üstüne geldiler yine... cek cuk cek miydı neydi tam hatırlamıyorum sözlerini ama gelenler iyi geldiler. Roland yazık oldu burada sana.
Dünyamıza açılan kapıyı bulup geçiş yapıyor ve aradığı kişileri orta dünyaya çekmeye uğraşıyor yeni arkadaşlar yeni silahsörler onun ka-tet'iydi. Burada da heyecan doruklarda ne aksiyonlar var. Neler neler bu yeni karakterler kendi içlerinde hepsi birer hikaye zaten.
King 2.kitapta seri de almış gitmiş. Esir etti kitap beni merakla okuyordum sıkılmadan. Gerilim de var, Odetta aklımı aldı bir ara. O anları okurken gerildikçe gerildim.
Nasıl yazmışsa karakteri içime içime işledi. Eddie'miz var gencecik. Mafya da var. Baronlar falan... :) Dedim ya aksiyonu bol.
Gerilim, aksiyon ve macera hepsi bir arada. Ilk kitapta da belirtmiştim sabırlı olun ve 2. kitaba yetişin nelerle karşılaşacağınızı görün.
Roland Deschain acılar da çekiyor yine, bu acılarında yaşanan olaylar, durmadan karşına çıkan maceralar kitabı sürükleyici hale getirmiş.
Seriye başlamayı düşünen arkadaşlarım var biliyorum, daha ne kadar düşüneceksiniz ;)
Uzun günler, hoş geceler dilerim. Sai
Roland Deschain
Zaman zaman olaylar daha hız kazanıp ve ilgi çekici hale gelse de genel olarak durgun bir kitaptı. Karakterler açısındansa güçlü bir kitap, karakterleri sevdim. Odetta ve Jake Mort hem farklı hem iyi karakterlerdi, Jake kitapta biraz daha fazla yer alsın isterdim.
Genel olarak güzel bir kitaptı, ara ara sıkılsam da çoğu zaman severek okudum. Serinin bundan sonra daha çok hız kazanacağını ve hikayenin rayına oturacağını düşünüyorum, umarım öyle olur ve çevirisi daha iyi olur ve de resimler olmaz (çok gereksiz buluyorum içindeki illüstrasyonları).
Daha fazlası için; yorumatolyesi.blogspot.com/2015/11/ucun-ce...
Roland'ın Kule'yi arayışı devam ediyor.
Üç'ün Çekilişi beni kendine fazlasıyla çekti. Kitabın başlangıcından sonuna kadar temposu yüksek bir şekilde ilerledik. Roland, gerçekten Kara Kule' ye ulaşabilmek için herşeyi feda edebilir bunu daha iyi anladım.
Bu kitapla birlikte seriye iki yeni yan karakter giriyor. Odetta ve Eddie. Benim kesinlikle favorim Odetta oldu. Şizofren, dizilerinden aşağısı kopuk siyahi bir kadın. Şeytani kişiliği olan Detta zaman zaman Odetta'yı etkisi altına alıp çok korkunç bir kadına dönüşüyor. Bacakları sağlam olsa bu kadına kimse engel olamaz. Yaşadığı sakatlığına rağmen Eddie ve Roland'a ne zorluklar çıkardı... Neredeyse öldürüyordu. Spoiler olmasın bundan sonrası.
Odetta üzerinden de döneminde siyahilere karşı yapılan haksızlıkları çok güzel bir şekilde ön plana çıkarıp sosyal bir mesaj vermiş. Zaten Odetta'nın diğer kişiliği olan Detta'da bir nevi çocukluğundan beri maruz kaldığı ırkçılığa baş kaldırı olarak doğmuş. Beyaz insanları düşman olarak görmüş ve onlardan içten içe hem korkmuş hem nefret etmiş.
Roland'ı bu kitapta biraz daha sevmeye başladım çünkü insani yönlerini az da olsa göstermeye başladı. Duygularını anlayabilmeye başladım ama ne yalan söyliyim Kule'ye ne için ulaşması gerek ve neden bu kadar önemli onu anlayamadım. O hala soru işareti.
Yine çok gerçekçi karakterler yine çok iyi bir olay örgüsü. King asla hayal kırıklığına uğratmıyor. Kara Kule serisine tam gaz devam.
1987 yılında yazılan serinin devam kitabı daha dolu. Sayfa sayısından da anlaşılacağı üzere tabi daha dolu bir eser var karşımızda. Peki, neler var? 3 farklı kapı var kitabın ana temasını oluşturan ve bunları anlatmaya çalışacağım.
Roland’ın siyahlı adamı yakalaması meselesi vardı ve bunun üstüne bir deniz kenarında uyanması meselesi var. New York’a açılan 3 kapı çok önemlidir ve burada devreye girer. 3 kapıda da 3 farklı kahraman vardır ve kuleye giden yolda (gene gidemedik 8 oldu) bu insanları kendi yanımıza çekmemiz gerekmektedir.
Kapı 1, 1987 yılına eroin bağımlısı Eddie Dean’e açılır. Kapı 2, 1964 yılına, Gölgelerin Kadını lakaplı Odetta Holmes adında bir kadına açılır. Kapı 3 yani son kapı ise 1977 yılına açılır. Jack Mort adında psikopat biri için açılmıştır. Hatta galiba önceki kapıdaki kadını sakat bırakan da bu adam mıydı neydi. Sonra burada garip bir olay meydana gelecek ama kitabı asıl etkileyen olaylardan biri olduğu için söylemek olmaz, kitabın tüm tadı kaçar.
Fena değil ama beklediğim etkiyi de vermeyen bir kitaptı. Nedense benim anlamadığım, beğenmiyorum dediğim zamanda bile, kapıldığım çekim ve bundan dönememem. Keyifli okumalar, iyi geceler dilerim..
469 syf.
8/10 puan verdi
Silahşor bir sahilde uyanır. Ve yaratıklar bir kaç parçasını koparmış olarak sahilin diplerine kadar ilerler. Kahinin ve siyahlı adamın bahsettiği üçün çekilişi kafasında çınlamaya başlar. Yorgundur ve yaralıdır. Ama yine de ilerlemesi gereklidir. Kalbi ne yöne gideceğini ona söyler.
Kara Kule serisinin bu ikinci kitabında kahramanımıza katılan bir kaç yardımcı kahramanla karşılaşıyoruz. Ama silahşor tabi ki kara kule yolunda herkesten ve her şeyden vazgeçebilecek kadar katı olduğunu tekrar tekrar kendisine hatırlatmak zorunda kalacaktır.
Ka-tet oluşuyor. Kapılar beliriyor, nereye açılacağı hatta açılıp açılmayacağı bile belli olmayan o muhteşem kapılar... Kuleye ulaşma tutkusu bulaşıcı olabilir, siz en iyisi yolun tadını çıkartın.
Serinin ikinci kitabı...
İlkine göre çok daha hızlı bir kurgusu var. Daha heyecanlı. Kurgu daha bi oturaklı. İlki kadar zorlamadı beni.
Karakterimiz Ronald Descain’i daha bi tanıdım, alıştım. Kafamda bi fotoğrafı oluştu. İlk serideki açık noktalar biraz daha kapandı. Ayrıca hikayeye yeni katılan karakterlerle daha bi renklendi.
İlgisini çeken herkesin okumasını tavsiye ederim.
Seriye Olan İnancımı ve Merakımı Artırdı.
Bu kitabı bitirdikten sonra iyi ki Kara Kule serisine başlamışım dedim.
İlk kitabın son kısmı ile beraber biraz heyecanlandım diyebilirdim. Ama bu kitap tümüyle heyecanımı, merakımı ve isteğimi artırdı.
Serinin 3.kitabini okumayı resmen iple çekiyorum.
Bu kitapta dibine kadar macera, aksiyon,gizem ve bilim kurgu bulacaksınız. Ve bunlar öylesine iyi harmanlanmış ki hepsini aynı anda hissettiginiz bölümler olacak.
Kitapta genel itibari ile Silahşör Roland 3 yeni arkadaş edinmek için yola devam ediyor ve bundan bahsediyor. Her edinecegi arkadaş esnasinda bir maceraya atılıyor bunlar da bazen iyi bazen berbat sonuçlar getiriyor. Sizlere bir merak öğesi bırakayım. 3.arkadas gruba katılacakken çok enteresan ve tahmin dışı olaylar gelişiyor bu da gerçekten çok etkiledi beni. Kitabın sonu tahmin ettiğim gibi bitmedi ki bu da çok sevindirdi beni. Şaşırtıcı sonları severim çünkü.
Seriye mutlaka devam edeceğim. Sizlere de bir an önce okumanızı öneririm.
Çeviri beni hiç tatmin etmedi. Okuma zevkini yarı yarıya düşüren kelime tercihleri hikayeyi yavan hale getiriyor.
Bunun dışında Stephen King'in en iyi eseri Kara Kule serisi. Çeviriye rağmen hayal gücünüz biraz iyiyse soluksuz okuyabilirsiniz.