“Türü ne? Lütfen bilimkurgu olduğunu söyleme'"
Sandalyesine yaslanıp bir şey kazanmış gibi sırıttı. Bel ki de kazanmıştı. Hâlâ karşısında oturuyordum, öyle değil mi?
“Kitap güzel olduğu sürece türünün ne olduğunun önemi var mı?” diye sordu.
Güzeldi. Hoş çocuk ya da haşin çocuk anlımda güzel değil. İkisinin mükemmel bir karışımıydı. Ne çok iri yarı ne de çok ufak tefekti. Ne çok haşin ne de kusursuzdu.