Saat üç. Şafak ateşle yüklü. Sonsuz bir madenden, denize kötülük yansıyor gibi. Yükselen duman, atalarımın sınırını çizdiği çizgiyle kesiyor gibi. Ve şafak bütün cesaretlerde çiçeklenmeden önce infilak ediyor. Yıkılışı beni kovar, akıntısı beni batırır; işte benim dar gerçekliğim.