1948 yılında henüz çocukken, doğduğu köy İsrail tarafından işgal edilerek yıkılınca, ailesiyle Lübnan'a göç etmek zorunda kaldı. 1949'da ülkeye geri döndüler fakat kendi köyleri yerle bir olduğu için Deyru'l-Essed köyüne yerleştiler.
Şiir yazmaya, iki kilometre uzaklıktaki okuluna yürüyerek gittiği ilköğretimi sırasında başladı. İlk şiirlerinin yayımlanma sürecinde, "El-arz" (Toprak) cephesinde etkinlik gösterdi. "El İttihad" gazetesi ile "El Cedid" dergisinin yazı işleri müdürlüklerini yaptı. Şiirleri 20'den fazla dile çevrilen Filistinli şair, 2003 yılında uluslararası Nazım Hikmet şiir ödülüne de layık görüldü. 1982 yılı Eylül ayında Sabra ve Şatilla'da yaşanan katliamın ardından yazdığı Beyrut Kasidesi ile 1984'te te Sovyetler Birliği'nde Lenin ödülünü aldı. Şiirleri ve yazıları nedeniyle birçok kez tutuklanarak cezaevinde yatan şair, Filistin halkının yaşadığı zorlukları dizeleriyle anlatmasıyla tanınmaktaydı. Adı, 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nün önde gelen adayları arasında geçen Derviş, lirik örnekler gösteren şiirinde, geniş bir insanlık tarihi ve coğrafyasını konu edindi. 1970 yılında İsrail'den sürgün edilen sanatçı, iki yıl süreyle birçok Arap ülkesinde dolaşmak zorunda kaldı. 2008 yılı Mayıs ayında 2. Beyoğlu Şiir Festivali kapsamında Türkiye'ye geldi. Birçok şiiri Marcel Khalife, Majida El Roumi ve Ahmad Qa'abour tarafından bestelenen şair, Hamas ve El Fetih örgütleri arasındaki çatışmaları da eleştirel bir yaklaşımla şiirlerinde konu edindi. İsrail kökenli Fransız yönetmen Simone Bitton, 1997 yılında Fransız televizyonunda, kendisi hakkında bir Mahmut Derviş belgeseli yayınladı. Türkçeye çevrilen 20 civarında kitabı bulunan Derviş, geçirdiği bir açık kalp ameliyatı sonucu yaşamını yitirdi. Filistin ulusal marşı Neşîd el-intifada'nın söz yazarı olan sanatçının en bilinen şiiri, şu sözleriyle tanınmaktadır:
...Kaydet; ben bir arabım... kart numaram elli bin... sekiz çocuğum var... dokuzuncusu önümüzdeki yaz geliyor. kızdın mı... Kaydet; ben bir arabım... (..) ama lütfen yaz... her şeyden öte... kimseden nefret etmem ben...
Ödülleri
- Uluslararası Nazım Hikmet Ödülü, 2002
- The Lotus Prize (1969; from the Union of Afro-Asian Writers)
- Lenin Peace Prize (1983; from the USSR)
- The Knight of the Order of Arts and Letters (1993; from France)
- The Lannan Foundation Prize for Cultural Freedom (2001)
- Prince Claus Awards (2004)
- "Bosnian stećak" (2007)
- Golden Wreath of Struga Poetry Evenings (2007)
Kaynak: tr.wikipedia.org/wiki/Mahmud_Derviş
Herkese iyi akşamlar, sevgili okurlar canım dostlarım. Gün geçmiyordu ki 1000 kitapta güzel bir etkinlik olmasın. Beni tanıyan okur dostlarım biliyorlardır ki şiiri çok seviyorum. Şiiri eminim siz de çok seviyorsunuzdur, öyle umuyorum. Şiir sevmemek ne mümkün? Şayet sevmeyenler için de bu ilk adım olabilir. An itibariyle şiir kitabı okuma
"Ölümü Seviyorlar Benim" şiir kitabı, ölüm ve aşk temalarını işleyen şiirlerden oluşan bir koleksiyondur. Şiirler, genellikle güçlü ve duygusal bir dille yazılmıştır ve okuyucuyu ölüm ve aşkın doğası hakkında düşünmeye davet ediyor.
"Biz Kaybettik, Aşk da Kazanamadı" şiir kitabı, Filistinli şairin aşk ve özlem temalarını işlediği bir eserdir. Şiirler, Derviş'in Filistin'in işgali ve sürgünü gibi kişisel deneyimlerinden izler taşır. Şiirlerin dili sade ve akıcıdır, ancak duyguları güçlü bir şekilde ifade eder.
Böyle isyan eder Mahmud Derviş...
Düşünün 7 yaşındasınız bir sabah uyanıyorsunuz ve köyünüz siyonist güçler tarafından işgal edilmiş ailenizle birlikte evinizi ve toprağınızı terketmek zorunda kalıyorsunuz. Acıdır tabi evinizden ve toprağınızdan koparılmak. Nereye gitseniz bir fazlalıksınızdır, kök salmak isteseniz bile kök salamazsınız başka toprağa . Ne insanlar izin verir buna ne de siz izin verebilirsiniz kendinize...
Mahmud derviş,
İşgalin, zulmün, zorbalığın ne demek olduğunu, kitaplardan ve basından değil, bizzat yaşayarak öğrenmiştir.Çocukluğunda ve gençlik yıllarında tanık olduğu bu acılar, siyonistlerin baskılan ve zulümleri, kendi yurtlarında mülteci olarak yaşamaya mahkum edilmenin Filistinlilerde yarattığı burukluk.
Kamplardaki hayat, her şeye karşın tüm Filistinlilerin yüreklerinde filizlenen ve günbegün güçlenen "dönüş" umudu Mahmud Derviş'in şiirlerinde en belirgin öğeler olarak yer almıştır. Yaşadığı acıları dile getirmiştir şiirlerinde okumanızı tavsiye ederim...
Akşama sorulsa hatırlar mı bilmem
Buralara gelen, yurduna dönemeyen göçmeni?
Akşama sorulsa hatırlar mı bilmem
Kefensiz ölen göçmeni?
Ey söğüdük, ayrımında mısın bilmem?
Sıradan bir ölü gibi, üzünçlü gölgene attıkları
Bir insandır bir insan!
Ayrımında mısın bilmem?
Bende bir insanım bir insan!
Bilmem cesedimi korur musun acımasız' baykuşlardan