En Eski Uygarlık Tarihi kitaplarını, en eski Uygarlık Tarihi sözleri ve alıntılarını, en eski Uygarlık Tarihi yazarlarını, en eski Uygarlık Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sene 2001, kendisini gördüğüm ilk zaman, bana başlamam gereken ilk kitap serisinin bu kitap olduğunu tesadüfen ondan duymuştum. Herkesin okuması gereken, hayatta ise okumadan geçmeyeceği kitaplardan.
Uygarlık TarihiServer Tanilli · Cumhuriyet Kitapları · 2009619 okunma
Server Tanilli evrensel bir bakışla, üç ana başlık altında (Batı,Sosyalist ve Üçüncü Dünya) anlatmış uygarlıkların tarihini.Dili de son derece yalın.
Komünizm propagandası suçlamasıyla yargılandığı DGM'deki savunması da aynen kitabı gibi ders niteliğinde:
' Çağına ve topluma karşı görevini yerine getirmiş bir hocanın huzuru içindeyim şu anda. Yazdıklarım yazılması gereken şeylerdi. Bugün yazmaya kalksam, -en azından- gene aynı şeyleri yazardım. Hiçbiri hakkında en ufak bir pişmanlık duymuyorum. Kalemimden çıkmış her cümlenin, -cümle ne demek- her kelimenin ve hecenin altında, entelektüel şeref ve haysiyetim yatmaktadır. İnsanım, hayatta dönebileceğim şeyler olabilir. Ama entelektüel şeref ve haysiyetimden – ölüm pahasına da olsa- dönemem. Attila İlhan'ın o yeni ve unutulmaz şiirlerinden birinin son mısraları geliyor aklıma:
O sözler ki kalbimizin üstünde
Dolu bir tabanca gibi
Ölüp ölesiye taşırız
O sözler ki bir kez çıkmıştır ağzımızdan
Uğrunda asılırız.'
Uygarlık TarihiServer Tanilli · Cumhuriyet Kitapları · 2009619 okunma
Gerici akım, sinemaya sıçramakta gecikmedi. Dinsel filmler, daha doğrusu din duygularını sömüren filmler büyük bir artış gösterdi. Ezan, mevlit okuma sahneleri, dua sahneleri, daha önceki yılların şarkılı, göbekli sahneleri kadar gereksiz, bol bol ve onlarla birlikte yer almaya başladı. Aynı gericilik akımı, 1969'dan sonra, daha azgın ve daha örgütlü olarak yeniden baş gösterecektir. İşte bir avuç yönetmen, Türk sinemasını tiyatronun etkisinden kurtarmak, sinema dilini kurmak görevini böyle bir ortamda gerçekleştirmeye çalıştılar. Gerçekleştirdiler de. Bu yönetmenlerin başında Lütfi Akad gelir. 1949'da Kurtuluş Savaşı'nı konu alan bir romandan Vurun Kahpeye filmini çevirerek işe başladı.
Bir de üniversite keşmekeşi var bunun üstüne, imam-hatip okulları politikası var, askeri ortaokulların ve liselerin kaldırılarak orduya subay yetiştirecek kurumlarda halk kökeninin yok edilmesi var, iktidar koltuğunda oturan politikacıların kürsüye çıkıp;
- Her ilde her ilçede imam-hatip okulları açacağız... demesi var, on binlerce hafız kursunun memleketi ağ gibi sarıp sarmalaması var... Zenginlerin çocuklarına Avrupa-Amerika olanakları var...
Bu adaletsiz sistem bilinçli bir politikayla yaratılmıştır ve yürütülmektedir.
Önemli olan kurumları değiştirmek değildir. Önemli olan insanı değiştirmek, görüşlerine yeni bir yön vermek, içgüdülerini yeniden biçimlendirmek, hedeflerini tazelemek ve değer ölçülerini yeni baştan düzenlemektir.