Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Üzümün Kardeşliği

John Fante

En Eski Üzümün Kardeşliği Gönderileri

En Eski Üzümün Kardeşliği kitaplarını, en eski Üzümün Kardeşliği sözleri ve alıntılarını, en eski Üzümün Kardeşliği yazarlarını, en eski Üzümün Kardeşliği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Küfür utandırdı babamı, çünkü onun için 14 yaşındaydım hâlâ, zorla turlarına çıkardığı çocuk; olgun dostlarının bayağılığından korumak istiyordu beni.
Askerlik muayenesi için Sacramento Hastanesi'ne başvurmamı isteyen bir mektup aldım. Çürüğe çıkardılar beni. Astımım vardı. Bronşitlerim iltihaplıydı. Gerekli bilgileri halk kütüphanesinden aldığım kitaptan edindim. Astım öldürücü müydü? Olabilirdi. Olsun. Dostoyevski'nin sarası vardı, benim astımım. İyi yazmak için vahim bir hastalık elzemdi. Ölümle baş etmenin tek yolu.
Reklam
Çarşıya yürürken babamla gurur duyuyor, içten içe gülüyordum. Ölebilirdi, ama ne çıkardı? Dostoyevski ölmüştü, ama yüreğimde yaşıyordu hâlâ.
Sayfa 132Kitabı okudu
Bardağıma şarap koyup balkona çıktım,salıncaklı koltuğa oturup bir sigara yaktım.Çabuk karardı ortalık.İki ev aşağıda bir anne balkona çıkıp çocuklarını içeri çağırdı.Aniden köşedeki sokak lambası yandı,köpeğin teki ışığın altında eve doğru gitti telaşla.Karşı pencerelerde televizyonların beyaz gözleri belirdi;kovboylar takipte,silahlar patlıyor San Elmo alacasında.Yalnız bir kasaba.Bütün vadi kasabaları böyleydi:umutsuz,gizemli bir şekilde kalıcı olmayan,hapsolmuş hayatlar;küçük tel örgülerin ve derme çatma kireç sıvalı duvarların ardına tıkılmış,karanlığa karşı barikat kurmuş,bekleyen insanlar.İleri geri salınırken kemiklerime sızan hüznü hissettim,insanoğlu için;yaşlanan,sürelerinin dolmasını bekleyen annemle babamın evindeki yalnızlığın acısını.
Sonra gerçekleşti. Yağmurun eğik çatıyı dövdüğü bir gece yüce bir ruh girdi hayatıma sonsuza dek. O bana insandan ve dünyadan, sevgiden ve bilgelikten, acıdan ve suçtan söz ederken kitabını elimde tutup titredim. Asla eskisi gibi olamayacağımı biliyordum. Fyodor Mikhailovic Dostoyevski'ydi adı.”
Sayfa 59
Kes artık Baba, sarhoşsun, kendine acıyorsun ve buna bir son vermelisin, ağlamaya hakkın yok, sen benim babamsın, karım ve çocuklarım ağlayabilir benim yanımda, annem ağlayabilir, ama senin ağlaman çok saçma, beni aşağılıyor, öleceğim kederimden, ısıtrabına katlanamıyorum, çünkü benimki bana yetiyor. Daha büyük ıstıraplar da çekeceğim şüphesiz, ama asla başkalarının önünde ağlamayacağım, güçlü olacağım, son günlerimi gözyaşı akıtmadan geçireceğim ihtiyar. Hayatına ihtiyacım var, ölümüne değil. Mutluluğuna, korkuna değil.
Reklam
159 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yazar, aile sırlarını açığa vurmaktan çekinmiyor, yine. Kimine göre sıradışı kimine göreyse olağan olan bu olayları, daha önce yazar 'Arturo Bandini' iken; çocukluk, yeni yetmelik ve orta yaşlılık dönemlerinde dinlemistik (diğer romanlarında). Burada ise yazarımız elli yaşında ve ismi 'Henri Molise'dir, aynı hikayeleri bu defa olgunluk çağı döneminde dinliyoruz ki her dönemde bakış açıları farklı olsa da durumlar her daim duygusal, mütemadiyen duygusaldır. Yazarın kendisinin, kardeşlerinin ve en çok da annesinin başına gelen şanssız olayların ve haksızlıkların tamamının sorumlusu babalarıdır. Bu düşüncesiz adam artık yaşlıdır ve bakıma-sevgiye-ilgiye ihtiyacı vardır. Herşeye rağmen yazarımız yani Henry Molise, evlatlık görevlerini yerine getirmeyi üstlenir, duygusal anlar falan derken bunlar böylelikle geçmişle bir hesaplaşma halini alır. Diğer taraftan yazarımızın babası her ne kadar hastalıklı bir ihtiyar olsa da ayyaşlık mertebesinden bir şey kaybetmeye niyeti yoktur, yarım asırlık şarap arkadaşlarıyla aralarında bir kardeşlik bağı vardır, üzüm asmaları, şarap yapımları ve felsefik olduğunu düşündükleri bir arkadaşlık, bunlar, kitabımızın başlığını yani 'Üzümün Kardeşliği'ni oluşturuyor. John Fante'nin samimiyetine ve duygusallığına tanık olmanız dileğiyle, bu ve diğer eserlerini tavsiye ediyorum...
Üzümün Kardeşliği
Üzümün KardeşliğiJohn Fante · Parantez Yayınları · 2003359 okunma
çünkü kitaplar uyuşturucuydu ve bağımlılığım endişe verici boyuta ulaşmıştı, oğlunu tanıyamıyordu.
159 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Hasan Ali Toptaş’ın “Kuşlar Yasına Gider” romanının değerlendirme yazısını yazarken şöyle bir ifade kullanmıştım; “Bir zamanlar babasının otoritesi altında kalmış her erkek çocuk, babasının yaşlanma dönemi sürecinde bu akışı yaşar. O dağ gibi babanın giderek çocuklaşması ve gün gün erimesi iç yakıcı bir süreçtir. Bu süreci az ya da çok kendisinin
Üzümün Kardeşliği
Üzümün KardeşliğiJohn Fante · Parantez Yayınları · 2003359 okunma
Sonra tuhaf bir şey oldu. Babam öldü. Kaptırmış çalışıyor, harç ve taş arasında fırıldak gibi dönüyorduk ki birden babamın dünyadan ayrıldığını hissettim. Yüzünü taradım, orada yazılıydı. Gözleri açıktı, elleri hareket ediyordu, harç karıyordu; ama ölmüştü ve ölümde tek bir sözü yoktu söyleyecek. Bazen hortlak gibi gidip bir ağacın dibine işiyordu. Gidip işiyorsa nasıl ölü olabilir ki, diye soruyordum kendime. Bir hayaletti artık, bir ceset. İyi olup olmadığını sormak istiyordum ona, hayatta olup olmadığını; ama ben de çok yorgun ve ölmekle meşguldüm, cümle kurmaya mecalim yoktu. Kağıt üzerinde görebiliyordum soruyu, daktilo edilmiş, soru işareti yerleştirilmiş; ama dillendirilemeyecek kadar ağırdı. Hem ne fark ederdi? Hepimiz bir gün ölecektik.
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Ne yapacağı önceden kestirilemeyen, fevri kararlar almaya ve daha sonra vicdan azabıyla kıvranmaya meyilli bir kabileydik.
Sayfa 17 - Parantez Yayıncılık 4.Baskı
495 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.