Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Varoluş ve Psikiyatri

Engin Geçtan

Varoluş ve Psikiyatri Gönderileri

Varoluş ve Psikiyatri kitaplarını, Varoluş ve Psikiyatri sözleri ve alıntılarını, Varoluş ve Psikiyatri yazarlarını, Varoluş ve Psikiyatri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Literatür taraması tadında olan kitap her bölümünde ayrı bir tat veriyor. Psikiyatrinin tarihi sürecinden varoluşçu psikiyatrinin temellerine, psikoterapi sürecinin nasıl ilerlemesi gerektiğinden psikoterapistin özelliklerinin neler olması gerektiğine, anlam arayışından narsisizme, yaşam ve ölüm dualizminden yaratıcılık ve psikiyatri bağlantısına çok geniş bir yelpaze açıyor Engin Geçtan. Alanında çok iyi insanların aforizmalarını, sorgulamalarını, tanımlamalarını alıp kendi kişisel deneyimleriyle önümüze koyuyor. Hepimiz varoluş üzerine sistemsiz düşünürken bize bir taslak sunuyor. Varoluş vakumu, varoluş nevrozu, ‘ben-sen’ ilişkisi, kolektif narsisizmin doğuşu, şişmik benlik imgesi, yabancı anksiyetesi, varoluş suçluluğu… Varoluş anksiyetesini pozitif güdüleyici olarak ileri sürüyor. Psikoloji ilgi alanınıza giriyorsa, akıcı ve anlaşılır dil arıyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız.
Varoluş ve Psikiyatri
Varoluş ve PsikiyatriEngin Geçtan · Metis Yayınları · 2007620 okunma
İnsanlar, narsisistik olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayrılamaz. Narsisistik eğilimler hepimizde bulunur.
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
Kendilerini tek başına kalmış bulmaktan korkan insanlar, kendilerini hiç bulamazlar.
Sayfa 141Kitabı okudu
Varoluşunun sorumluluğunu üst sistemlerin egemenliğine terk etmiş çağdaş insan, kişisel trajedilerin yaşanamamasının yüzeyselliğinden kaynaklanan kolektif bir trajedinin parçası olabilir yalnızca.
Gelenekler bireyin kendini varetme sorumluluğunu hafifletir, ama karşılığı özgürlükten vazgeçerek ödenir.
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Varoluş, Varolamama Tehlikesi Barındırır
Engin Geçtan, her kitabında olduğu gibi hayat hakkında biriktirdiği "koleksiyonluk an"ları, mesleki deneyimi ve bilgisiyle harmanlayarak okuyucuya sunmuş. Aslında salt mesleki deneyimin de ötesinde bir hayat deneyimiyle, New York'tan Çek Cumhuriyeti'ne, Heidegger'den Jung'a hayatın anlamını, anlamsızlığını, varoluşlarımızı ve olamayışlarımızı ele alıyor. Benim şimdiye kadar okuduğum Engin Geçtan eserlerinden en sevdiğim kitabı oldu. ✓ Kimler Okumalı? ✓ Özellikle Psikiyatri alanında çalışan ve eğitim gören hekimler okumalı ama mesleki terim yükü olmadığı için bu alanda okumak yapmak isteyen herkese açık bir kitap şeklinde yazılmış. × Bazı Güçlükler × Bence kitabın tek güç yanı son'lu olmasıydı :')
Varoluş ve Psikiyatri
Varoluş ve PsikiyatriEngin Geçtan · Metis Yayınları · 2007620 okunma
İnsan kendi yaşamını, ne kadar yaşamış olduğuna göre değil de, ne kadar zamanının kaldığına göre değerlendirdiğinde gençlikten orta yaşa geçmiş olur.
İnsanlar mutluluğu bulmak isterken, kendileriyle narsistik bir biçimde ilgilenmenin çıkmazında kayboluyorlar.
İnsanın kestirilemezliğine ve yaşamın ısmarlanamayacağına daha da çok inanmıştım.
Reklam
İnsan , varoluşunu gerçekleştiremediği oranda çevresiyle bağını da yaşayamaz, bunu yaşayamamaktan ötürü onlara ba­ğımlı bir yaşam sürdürmekte olmanın öfke ve düşmanlığını , ba­zen onlara bazen de kendine yöneltir.
Gerçek acının kişi için bir anlamı vardır. Anlamı olan acı daha kolay kabul edilir. Anlam inanmayı içerir. İnançlarımız dünya ile aramızdaki bağları oluşturur. Bu bağlarda kopma olduğunda acı çekilir ve mutsuzluk yaşanır.
İnsanın insanı anlamaya çalışması sonu olmayan bir yolculuk gibidir.
Yaşama anlam katabilme gücü, yaşamın anlamsızlığını ka­bul etme yürekliliğiyle etkinlik kazanır. Ama çoğu zaman insan bu ürkütücü gerçekle yüzleşmektense, kendisine yabancılaşma pahasına geliştirdiği by-pass sistemleri içinde sıkışıp saklanma­yı yeğler. Yaşamın anlamsızlığıyla yüzleşmek yerine yaşamın anlamsızlığını tartışır. En azından üst sistemlerin beklentileri göz önünde bulundurulduğunda, insanın kendisini süreç olarak gerçekleştirmesinin her zaman mümkün olamayacağını tabii ki kabul etmek gerekir. Ama sanırım önemli olan, kendimizi ne zaman yaratıp ne zaman sattığımızın farkında olabilmek.
İnsan, varoluşunu gerçekleştirebildiği bir yaşantısı sona er­diğinde bir başka yaşantıya geçer. Varolabilmek yerine olması gerekenin yaşandığı, dolayısıyla çevreyle bütünleşmiş bir bir­liktelik yerine seyirci olarak katılılan durumların ardından in­sanlar bir başka yaşantıya geçemez ve yaşayamamış olmanın ağırlığını bir sonraki geleceğe taşırlar. Bu nedenle kendimizi varedemediğimiz beraberliklerin ardından o beraberlikte olan­ları irdeler ve yargılarız. Kaza geçiren insanların sonradan ola­yı sürekli anlatarak etkisini hafifletmeye çalışmaları gibi. Daha açıklayıcı bir şekilde , Varolamamamızın yarattığı boşluktan kaynaklanan anksiyete , kompulsif konuşmayla giderilmeye çalışılır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.