Nikolay Ostrovski, 32 yıllık kısacık yaşamına dünya devrimci geleneklerinin başucu kitaplarından ve sosyalist gerçekçiliği başyapıtlarından birini, Ve Çeliğe Su Verildi’yi sığdırmayı başardı. Belki de yaşamını bu kitaba sığdırdı, demek daha doğru olur.Yazar bu kitabını Rusya’da ki iç savaş yıllarında çekilen acıları, çağımızın en büyük devrimlerinden birinin kökleşmesini sağlamak için yapılan fedakarlıkları, gençliği, sevgiyi ve mücadeleyi anlatmak için yazmıştır.. Ostrovski’nin son bölümlerini felçli ve kör bir şekilde tamamladığı kitap.Yazdığı kısımlar kendisine okunur, hata varsa düzeltilir yoksa devam edilirmiş.Otobiyografik olmasına karşın kurguyu destekleyici öğeler de barındırır..
Kitaba başlamadan önce neden böyle bir isim( çeliğe su vermek ne demek ) diye önce kitabın adını araştırıyorsun.Ve öğreniyorsun ki aslında yumuşak bir cisim olan çeliğe en yüksek derecede ısıtıldıktan ve şekillendikten sonra su verilerek sertleştirilir. Ostrovski ise aslında yumuşak olan işçi sınıfının nasıl bir ısıya maruz kaldığını(Burjuva sınıfı tarafından) ve nasıl şekillendirilerek su verildiğini (Bolşevik partisi tarafından )anlatır.
Kitabın yalın bir anlatımı var, zaman zaman sürükleyici, bazen durağan şekilde ilerliyor. Buna rağmen sıkmadan kendini okutuyor. Sonu da tatmin edici şekilde bitiyor. Çevirmen Atilla Tokatlı, yine iyi bir iş çıkarmış. Bu vesileyle kendisini rahmetle anmış olalım...
Velhasıl, devrimle ilgili olun ya da olmayın, bu kitabı alıp okuyun. Acı, kan, aşk, gözyaşı ve mücadele hepsi bu kitapta mevcut